Arılar, hayvanlar aleminin en ilgi çekici üyelerindendir. Arı deyince insanların aklına çoğunlukla bal yapımı gelse de bu hayvanlar köklü bir tarihe ve kovan temizliğinden kendini savunmaya, beslenmeden petek yapımına kadar pek çok farklı özelliğe sahiptirler. Arı sokması ise pek çok insanın muzdarip olduğu acı verici bir deneyimdir. Arı sokması sonrasında yaygın görülen lokal reaksiyonlar şiddetli ağrı, şişlik, kızarıklık ve kabartıdır. Arı alerjisine sahip olmayan insanlarda genellikle bu semptomlar görülürken arı alerjisine sahip olanlar için arı sokması hayati sonuçlar doğurabilir.

Arı Sokması Alerjisi Nasıl Anlaşılır?

Genelde yaş grubu fark etmeksizin, arı sokması gerçekleşince vücudun verdiği normal dışı reaksiyonlarla anlaşılır. Alerjisi olan bir kişiyi arı sokması halinde, kişide hızla anafilaksi (alerjik şok); hemen tedavi edilmesi gereken ciddi, potansiyel olarak hayatı tehdit riski taşıyan alerjik reaksiyon gelişebilir. Bu sırada vücut; kurdeşen, kızarıklık, kaşıntı gibi tepkiler verebilir. Daha ileri boyutlarda nefes almada zorluk ve kısa süreli bilinç kayıpları gerçekleşebilir. Bu hallerde hastanın dilinin şişerek solunumunu durdurmayacağından emin olunmalı ve vakit kaybetmeden sağlık kurumlarına başvurulmalıdır.

Arı Sokması Alerjisi Belirtileri Nelerdir?

Arı sokması alerjisinin farklı seviyelerde ve kişiden kişiye değişen bazı belirtileri şunlardır:  
 
Hafif Semptomlar:
Arının soktuğu bölgede hafif kaşıntı, ağrı, iğnenin cildi deldiği noktada kızarıklık ve hafif şişlik meydana gelebilir, çoğu zaman vücudun gösterdiği bu reaksiyon kısa sürelidir, ortalama yarım saat içinde geçmesi beklenir.

Orta Şiddette Semptomlar:
Ani ve aşırı kızarıklık görülebilir. Zaman içinde, sokma alanının etrafına kademeli olarak genişleyen bir şişlik meydana gelebilir. Bu semptomların genelde 5-10 gün içinde tıbbi müdahale gerektirmeden çözülmesi beklenir. Bu tür semptomlara sahipseniz ve vücudunuz her arı sokmasında artan bir reaksiyon gösteriyorsa, mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmalısınız.
 
Şiddetli Semptomlar:
 
Kurdeşen (ürtiker), soluk cilt veya ciddi kızarıklıklar, yüz ve dudakların şişmesi (anjiyoödem), baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, karın krampları, ishal, yutma, öksürük, hırıltı, nefes alma zorlukları ve bayılma görülebilir.
 
Arı sokması sonucunda şiddetli alerjik reaksiyon gösteren insanların bir daha böyle bir durumla karşılaştıklarında anafilaksi olma olasılığı %25 ila %65 arasındadır. Kesin tanı, teşhis ve uygun tedavi için mutlaka hekiminize danışmalısınız.

Arı Sokmasına Alerjisi Olanlar Ne Yapmalı?

Arı sokması alerjiniz olduğunu düşündüren alerjik reaksiyonlar gösteriyorsanız doktorunuza danışıp cilt testi ve kan testi yaptırabilirsiniz.
 
Cilt testi: Bu test sırasında, kolunuza veya sırtınızın üst kısmına belli miktarda alerjen enjekte edilir. Hekim kontrolünde gerçekleştiği için ciddi reaksiyonlara sebep olmaz. Arı sokmasına karşı alerjiniz varsa, testin yapıldığı bölgede kabarık bir şişlik ortaya çıkar.
 
Kan Testi: Bu test kan dolaşımınızdaki alerjiye neden olan antikorların miktarını ölçerek bağışıklık sisteminizin arı zehirine tepkisini ölçer.
 
Arı sokmasının semptomları çoğunlukla aynı gün içinde etkisini yitirir. Eğer semptomlar geçmiyor ve daha da şiddetleniyorsa doktorunuzu aramanız gerekir. Hastaneye gitmeden ilk müdahale sırasında uygulayabileceğiniz yöntemler şunlardır:
 
  • İğneyi çıkarmak için sterilize edilmiş bir kart veya cımbız kullanabilir.
  • Bölge su ve sabun ile yıkanabilir.
  • Ağrıyı ve şişmeyi hafifletmek için iğnenin girdiği bölgeye buz konabilir.  
  • Kızarıklığı önlemek için uzman yönlendirmesiyle krem kullanılabilir.   

Arı Sokmasına Alerjisi Olanlar Nasıl Tedavi Edilir?

Arı sokması alerjisine sahip olan bireylerin alabileceği en temel önlem arı tarafından sokulma riskini azaltmak için önlem almaktır. Ancak karşılaşılan bir arı sokması sırasında vücut yoğun reaksiyon gösteriyorsa risk alınmamalı, muhakkak bir hekim takibine başvurulmalıdır. Olası bazı tedaviler şunlardır:
 
  • Alerji aşı tedavisi (immünoterapi)
  • Antialerjik ilaçlar
  • Kortizon ve adrenalin iğnesi


Doç. Dr. Betül Büyüktiryaki