Renk körlüğü, kişilerde en sık rastlanan kalıtsal bozukluklardan biridir. Erkeklerde, kadınlara kıyasla 20 kat daha fazla görülür.

Koni hücresinde bulunan ve renkli görme için ihtiyaç duyulan “Fotoreseptör Pigmentleri” kişilerin X kromozomunda yer alır. Kadınlarda iki adet X kromozomu, erkeklerde ise bir adet X kromozomu bulunur. Bu yüzden kız çocuklarında, kromozomlardan sadece bir tanesinde renk pigmentlerinin bulunması sağlıklı bir görüş için yeterli olurken, erkeklerde bu olasılık yarıya düşer. Cinsiyet bağımsız, eğer X kromozomundan alınan koni hücrelerinde ihtiyaç duyulan renk pigmentleri bulunmuyorsa çocukta renkli görme bozukluğu (renk körlüğü) oluşabilir.

Renk Körlüğü Nedir?

Görme; retina adı verilen gözün damar sinir tabakasındaki görme hücreleriyle gerçekleşen, nesnelerin renklerini ve şekillerini ayırt etmeyi sağlayan fizyolojik bir süreçtir.

Renkleri görebilmek için, görme hücrelerinin üzerindeki renk moleküllerinin uyarılması gerekir. Bu uyarılmalar, renklerin tonlarına göre yoğun ya da hafif şekilde gerçekleşebilir. Kişilerin görme merkezinde belli bir renge ait pigment molekülünün yeteri kadar ya da hiç renk körlüğüne yol açabilir.

Renk körlüğü, bir ya da birden fazla renk konisi hücresi bulunmadığında, çalışmadığında ya da normalden daha farklı bir renk algılandığı durumlarda meydana gelebilir. Kişilerde üç koni hücresinin hiçbiri olmadığında “tam renk körlüğü” oluşur. Üç koni hücresinin tümü mevcut olsa da bir koni hücresi doğru çalışmadığında da “kısmi renk körlüğü” oluşur. Bu durumda renkler görülür ancak normalden farklı algılanır.

Renk Körlüğü Dereceleri Nelerdir?

Renk körlüğü, aynı rengin tonlarını ayırt edememek şeklinde hafif seyredebileceği gibi birbirinden farklı renkleri ayıramayacak kadar şiddetli şekilde de görülebilir. Renk körlüğü çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:
  • Protanopi; kırmızı renge karşı duyarsızlığı içerir.
  • Deuteranopi; yeşil renge karşı duyarsızlığı içerir.
  • Tritanopya; mor, mavi ve sarı renge karşı duyarsızlığı içerir.
  • Akromatopsi; yalnızca siyah ve beyaz renk algısına sahip kişileri tanımlar. Bu kişiler etrafındaki her şeyi gri görür.

Renk Körlüğü Nasıl Anlaşılır?

Yoğun olmayan renklerde yaşanan ayırt etme güçlüğü, renk körlüğünün en açık belirtisi olabilir. Bazı durumlarda tüm tonların griye yakın olması da renk körlüğünden şüphe duyulmasına yol açar. Ancak kişi renkleri zamanla öğrenebilir ve renkleri ayırt etmekle ilgili güçlük çekiyorsa bunun farkına ileri yaşlarda varabilir. Kişinin kendi kendini değerlendirirken, dönemsel etkilerle karşılaşabilir ve kesin yargıya ulaşması güç olabilir, bu yüzden en net sonucu renk körlüğü testi ve yapılan ek muayeneler verecektir. Üstelik erken yaşlarda herhangi bir semptom olmamasına rağmen, kalıtsal aktarımla gelen ya da sonradan edinilen renk körlüğü, farklı hastalıkların da habercisi olabilir.

Renk körlüğü testi yaptırmak, teşhis için etkili bir yöntemdir ve kişilere kesine yakın bir sonuç verir. Bahsedilen renk körlüğü testleri arasında bulunan Ishihara testi, Farnsworth testi, Munsell D-15 testi yaygın olarak kullanılan teşhis yöntemleri olarak sıralanabilir.

Renk körlüğü testi, aydınlatması iyi olan bir alanda, hastaların test üzerinde gördükleri sayı ve şekillerin anlamlandırılması şeklinde uygulanır. Eğer renklerde bir eksiklik olduğu görülürse, hekimlerin talebiyle detaylı tarama testlerinin yapılması istenebilir.

Renk körlüğü testlerinin sağlık kuruluşlarında uzman hekimler tarafından yapılması, kesin tanı konulmasına yardımcı olur.

Renk Körlüğü Neden Olur? Genetik midir?

Renk körlüğünün en sık görülen nedeni, genetik etkenlerdir. Sonradan renk körü olan bireylerde renge duyarlı koni hücrelerinin olumsuz etkilenmesiyle görme bozukluğu oluşmuş olabilir. Renk körlüğü nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
  • Sinirlerin hasar gördüğü ve koni hücrelerinin beyne gönderdiği mesajın olumsuz etkilendiği durumlarda
  • Sıtma ya da romatizmal hastalıklar gibi bazı durumlarda kullanılan ilaçlar, renk algısını etkileyebilir

Renk Körlüğü Sonradan Olur mu?

Renk körlüğü, görme sinirlerinde travmaya sebep olabilen rahatsızlıklar ya da kullanılan ilaçların yan etkisine bağlı olarak sonradan oluşabilir.

Renk Körlüğü Belirtileri Nelerdir?

Renk körlüğü yaşayan bazı kişiler renkleri hiç algılayamazken bazılarında renk kaybı daha az görülebilir. Bu gibi durumlarda görme sırasında hissedilen belirgin bir farklılık ya da anormallik olmadığı için, kişiler renk körü olduklarının farkına varmayabilir. Renk kavramları sonradan öğrenildiği için kişiler belirli bir süre gördükleri renklerin diğer insanlarla aynı olduğunu düşünebilir. Renk körlüğü hastalığının derecesini ve çeşidini öğrenmek amacıyla kişilere renk körlüğü testi yapılmalıdır.
Renk körlüğünde genel olarak görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
  • Kırmızı, sarı, kahverengi, turuncu ve yeşil renkleri arasındaki farkı ayırt edememek
  • Renklerin normale kıyasla daha mat şekilde görülmesi
  • Mor tonlarının ayırt edilmesinde zorlanma
  • Kırmızı ve siyah rengini birbirine karıştırma

Renk Körlüğü Tedavi Edilebilir mi?

Renk körlüğünün belirli bir tedavi yöntemi yoktur. Renk körlüğü tedavisinde kişilerin benzer renkleri ayırt etmesinee yardımcı olabilecek kontakt lensler ya da özel gözlükler kullanılabilir. Renk körlüğü tedavisinde yapılacaklar şu şekilde sıralanabilir:
  • Hastalar karışıklığa sebep olabilecek durumlara ve renklere karşı önceden uyarılabilir.
  • Belirsiz renkler dışındaki faktörlere alıştırma ve uyum sağlama konusunda çalışılabilir.