Ürolojik Robotik Cerrahi İşlemleri


Üroloji Kliniği hekimlerimiz robotik cerrahiyi en çok aşağıdaki hastalıklarda uygulayabiliyor:
  • Robotik prostat kanseri ameliyatları
  • Robotik böbrek kanseri ameliyatları
  • Böbrek toplayıcı sistemi kanserlerinin robotik ameliyatları
  • Robotik mesane kanseri ve ince bağırsaktan robotik olarak yeni mesane yapılması ameliyatları
  • Testis kanserlerinde karın içi lenf bezlerinin robotik cerrahi ile çıkarıldığı ameliyatlar
  • Çok büyük boyutlu iyi huylu prostat büyümesi hastalığının robotik ameliyatları
  • Robotik böbrek nakli ameliyatları
  • Robotik böbrek üstü bezi tümör ve hastalıklarının ameliyatları
  • Çocuk ve erişkin hastalarda böbrek çıkım yolu (UP) darlıklarının robotik ameliyatları
  • Kadınlarda bazı idrar kaçırma türlerinin robotik ameliyatları
 
Koç Üniversitesi Hastanesi 2019 yılından beri Avrupa Üroloji Derneği Robotik Üroloji Bölümü (ERUS) tarafından onaylı ‘’Robotik Eğitim Merkezi’’ statüsüne sahiptir.
 
Üroloji Kliniği doktorlarımızdan Prof. Dr. A. Erdem Canda ve Almanya’daki Martini Klinik Üroloji Bölümü’nden misafir öğretim üyemiz Prof. Dr. Derya Tilki, aynı zamanda ERUS Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyorlar. ERUS Robotik Üroloji Eğitmeni olarak yurt dışındaki uluslararası kurslarda diğer uzmanlara eğitim veren Prof. Canda, robotik üroloji çalışmaları ile ERUS kongrelerinde 3 kez ödüle layık görüldü.

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde ve hastanemiz bünyesinde yer alan RMK AIMES eğitim merkezimizde (Rahmi M. Koç Academy of Interventional Medicine, Education & Simulation) ekibimiz tarafından endoskopik, laparoskopik ve robotik cerrahi ile ilgili çok sayıda kurs düzenleniyor.
 

Prostat Kanserinde Robotik Cerrahi

Erkeklerde üreme sisteminin bir parçası olan prostat organına ait kanserler özellikle 50 yaş sonrası görülüyor. Tanı koymak için kan testi ve muayeneye ek olarak prostat manyetik rezonans görüntülemesi (multiparametrik MR) gerekiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi’nde prostat içindeki kanser odaklarından biyopsi yapılması için günümüzdeki en hassas yöntem olan MR füzyon prostat biyopsisi uygulanabiliyor. Prostat kanseri tanısı koyulduktan sonra bilgisayarlı tomografi (BT), kemik sintigrafisi ve PET BT (Galyum-68 PSMA) ile vücut taraması yapılıyor. Tüm bu tanı yöntemleri, hastanemizde en ideal koşullarda gerçekleştiriliyor. Bu tetkiklerin sonucunda ameliyat kararı verilen hastalarımızın prostat kanseri ameliyatları ise robotik cerrahi ile yapılıyor.
 
En yeni model olan Da Vinci Xi ameliyat robotu ile yapılan prostat kanseri robotik cerrahisinin başarısını daha da artırmak amacıyla Koç Üniversitesi Hastanesi’nde hekimlerimiz ek olarak aşağıdaki teknolojik yeniliklerden de faydalanabiliyor:

 

*3D Tümör Navigasyonunun Robotik Cerrahi İle Kullanılması:

Prostat MR görüntülerinde tümör odaklarının yerleri belirlenerek, bu görüntüler 3 boyutlu hale getirilir ve robotik sisteme aktarılır. Cerrahımız, bu görüntüleri robotik ameliyat boyunca kılavuz olarak kullanarak ameliyatı yapar. Bu yöntem ile özellikle yüksek riskli prostat kanserlerinde robotik cerrahinin başarısının artırılması amaçlanıyor. Prof. Canda’nın yapmış olduğu bu proje 2019 yılında Portekiz’de düzenlenen Avrupa Üroloji Derneği Robotik Üroloji (ERUS) Kongresi’nde 3.’lük ödülüne layık görüldü. Projenin bilimsel makalesi ise British Journal of International Compass dergisinde 2020 yılında yayımlandı.

 

*Lenf Bezlerinin ICG Kılavuzluğunda Çıkarılması:

Prostattaki kanser, çevredeki lenf bezlerine yayılabilir. Bu lenf bezleri de robotik ameliyat sırasında prostat ile birlikte çıkarılır. Kanserin sıçrama olasılığının en çok olduğu lenf bezlerini belirlemeye yardımcı olmak için robotik prostat kanseri ameliyatı sırasında prostattaki kanser odaklarına ICG (indocyanine green) isimli bir madde enjekte edilir. Bu madde, lenf damarları ile kanserin sıçrama olasılığının en çok olduğu lenf bezlerine ulaşır. Riskli lenf bezlerini görüntülemek için robotik 3 boyutlu lensin floresan ışık özelliği kullanıldığında bu lenf bezleri fosforlu yeşil olarak robotik cerrah tarafından görünebilir ve daha kolay ve güvenli şekilde çıkarılabilir. Konu ile ilgili hekimlerimizin deneyimleri Avrupa Üroloji Derneği Robotik Üroloji (ERUS) Kongresi’nde uluslararası arenada da paylaşıldı.


*Martini-Klinik NeuroSAFE  Frozen Patolojik İnceleme Yönteminin Kullanılması:

Robotik prostat kanseri ameliyatları sırasında prostatın çevresinde yer alan sinir ve damarlar, robotik sistemin görüntüyü büyütme özelliği olan 3 boyutlu lensi sayesinde çok daha net ve detaylı olarak görüntülenebiliyor.  Yine ameliyatın yapılmasında kullanılan robotik makas ve robotik doku tutucu gibi enstrümanların yüksek manevra yeteneği sayesinde ameliyatı yapan robotik cerrahın deneyimi ile birlikte bu sinir ve damarlar çok daha iyi korunabiliyor. Özellikle sinirlerin korunması, ameliyat sonrası idrar tutma ve erkeklik fonksiyonlarının korunması açısından oldukça önem arz ediyor. Bu sinirlerin prostat ile çok yakın temas halinde olması ise vücutta kanser bırakmadan prostatın çıkarılmasını güçleştirebilir. Sorunun çözümünde Martini-Klinik NeuroSAFE frozen yönteminin kullanılması bir hayli etkili sonuçlar doğurabiliyor. Bu yöntemde robotik ameliyat sırasında prostat çevresindeki tüm sinirler öncelikle korunuyor ve çıkarılan prostat, ameliyat sırasında patoloji hekimlerimiz tarafından özel boyalar ile boyandıktan sonra mikroskobik incelemesi yapılıyor. İnceleme sonrasında cerrahi sınırların kanser açısından temiz olduğu anlaşıldığında prostat çevresindeki tüm sinirler korunmuş olarak ameliyat sonlandırılıyor. Cerrahi sınırlarında kanser mevcutsa bu alandaki korunmuş olan sinirler de ameliyat bitmeden çıkarılarak hasta vücudunda kanser hücresi bırakmadan robotik ameliyat bitiriliyor. Bu konu ile ilgili hekimlerimizin deneyimleri de yine Avrupa Üroloji Derneği Robotik Üroloji (ERUS) Kongresi’nde paylaşıldı.
 

Böbrek Kanserlerinde Robotik Cerrahi

Günümüzde böbrek kanserleri çoğunlukla rutin kontroller sırasında herhangi bir yakınmaya neden olmadan ultrason, bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans görüntüleme ile tesadüfen saptanıyor.

Ufak boyutta saptanan bu kanserlerin çıkarılmasında robotik cerrahi sıklıkla kullanılıyor. İşlem şu aşamalardan oluşuyor: Karın bölgesinde 1 cm’den ufak boyutlu 4-5 kesi yapılarak robotun kolları ve 3 boyutlu görüntü oluşturan lensi karın içine gönderiliyor. Bu şekilde tümör ve çevre dokular görüntü olarak büyütülerek ve ardından böbrek tümör ve kanserli dokulardan kolaylıkla temizlenebiliyor. İşlem sonunda tümörlü alan çıkarıldıktan sonra böbreğin geri kalan kısmı kurtarılabiliyor.

Yine robotik ameliyatlar sayesinde hastaya damardan ICG (indocyanine green) isimli bir madde verilerek tümörden arındırılmış böbreğin beslenmesi de operasyon sırasında kontrol edilebiliyor.

Böbrekteki bazı tümörlerin çıkarılmasında böbreğin önce steril buz parçaları ile soğutulması gerekir. Böbreğin buz ile soğutulması, açık ameliyatlarda mümkün olsa da yakın zamana kadar kapalı olarak yapılan robotik ameliyatlarda mümkün değildi. Üroloji hekimlerimizin geliştirdiği yöntem sayesinde artık robotik ameliyatlarda da böbrek buz ile soğutulabiliyor. Bu çok çok özel yöntem Avrupa Üroloji Derneği Robotik Üroloji (ERUS) Kongresi’nde paylaşıldı, video ve makalesi Central European Journal of Urology dergisinde 2020 yılında yayımlandı. Yine üroloji hekimlerimiz robotik böbrek kanseri ameliyatları sırasında hastanemizde bulunan Argon Laseri’nden de faydalanabiliyor. Bu yöntemin fayda ve avantajlarını anlatan bilimsel makale ise 2020 yılında Journal of Robotic Surgery dergisinde yer aldı.
 

Mesane Kanserlerinde Robotik Cerrahi

Mesane kanseri oluşumunun en önemli ve yaygın nedeni sigara tüketimi. Bu kanser türünde hastalar çoğunlukla idrarda ağrısız kanama yakınması ile doktora başvuruyor. Yapılan idrar testleri, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans tetkikleri sonucunda mesane içinde yer alan tümör odakları saptanabiliyor. Daha sonra sistoskopi denilen işleme gerek duyuluyor. Bu işlem hastanemizde, ameliyathane şartlarında ve anestezi altında yapılıyor. İşlem şu şekilde gerçekleşiyor: Sistoskopi ile idrar kanalından giriliyor ve mesane içine ulaşılıyor. Mesane içinde görüntülenen tümör odakları endoskopik olarak çıkarılıyor. Patolojik inceleme ile tanı konulduktan sonra mesane kanserlerinin bazı türleri için mesanenin alınması gerekebiliyor. Bu işlem için büyük çaplı bir operasyona ihtiyaç duyuluyor; mesane ile birlikte erkeklerde prostat ve mesane çevresi lenf bezleri, kadınlarda ise rahim, yumurtalıklar ve yine mesane çevresi lenf bezleri alınıyor ve ardından ince bağırsaktan yeni bir mesane yapılıyor.

Üroloji hekimlerimiz bu büyük ameliyatı baştan sona dek robotik olarak gerçekleştirebiliyor. Merkezimiz, bu konuda dünyadaki en büyük iki çalışma grubu olan Avrupa’daki Avrupa Üroloji Derneği Robotik Üroloji (ERUS) ve ABD’deki International Robotic Cystectomy Consortium (IRCC) üyesi olarak söz konusu uygulama açısından ülkemizdeki en deneyimli merkez sayılıyor. Kliniğimizin bu çalışma grupları ile hazırladığı çok sayıda bilimsel makalesi dünyanın en prestijli dergilerinde de yayımlandı.

Prof. Dr. M. Derya Balbay’ın kendi geliştirdiği robotik olarak ince bağırsaktan yeni mesane yapılması tekniği yine dünyanın en prestijli dergilerinden Journal of Endourology dergisine kapak oldu ve bilimsel makalesi bu dergide yayımlandı. Ayrıca Prof. Dr. M. Derya Balbay, geliştirdiği bu yöntemle ABD’de Houston, Teksas’da bulunan MD Anderson Kanser Merkezi tarafından ödüle layık görüldü. Prof. Dr. M. Derya Balbay’ın kendi geliştirdiği robotik olarak ince bağırsaktan yeni mesane yapılması ameliyatı, hastalara çok önemli avantajlar sağlıyor: Bu ameliyat sonucunda, daha yüksek idrar depolama ve tutma kapasitesi kazanılırken ince bağırsaklara ait komplikasyonlar da azalıyor.
 
Robotik olarak mesanenin alınması ve yine robotik olarak ince bağırsaktan yeni mesane yapılması ameliyatının diğer önemli avantajları ise şöyle:
  • Ameliyatın, karında büyük kesiler yapılmadan, 3 boyutlu büyütme altında gerçekleştirilmesi,
  • Özellikle mesane ve prostat çevresindeki damar ve sinirlerin daha iyi korunabilmesi,
  • Daha az kanama, daha az kan verme gereksinimi,
  • Daha az komplikasyon, daha hızlı iyileşme ve hastaneden daha çabuk taburcu olunabilmesi.
Robotik cerrahi ile bu hastalarımızda mesane ve prostat çevresindeki damar ve sinirlerin daha iyi korunabilmesi sayesinde daha yüksek idrar depolama ve tutma kapasitesi ile erkeklik fonksiyonunun daha iyi korunması da amaçlanıyor.
 

Testis Kanserlerinde Karın İçi Lenf Bezlerinin Robotik Cerrahi ile Çıkarıldığı Ameliyatlar

Testis tümörleri daha çok genç erkeklerde görülüyor. Hastalarımız çoğunlukla testiste ağızsız sert şişlik yakınmasıyla doktora başvuruyor. Yapılan muayene, kan testleri, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve gerekirse manyetik rezonans görüntüleme sonucunda kasık bölgesinden yapılan ufak bir kesi ile tümör içeren testis alınabiliyor. Patolojik olarak mikroskopta inceleme sonrasında tümör tanısı alan hastaların bir grubunda karın içindeki hastalığın sıçradığı, büyümüş olan lenf bezleri ya kemoterapi öncesinde ya da kemoterapi ardından temizlenebiliyor. Robotik cerrahi uygulanmadığında, bu lenf bezlerini alabilmek için tüm karında büyük bir kesi yapılması gerekiyor. Üroloji hekimlerimiz ise robotik cerrahi ile büyük bir kesi yapmadan karında 1 cm’den ufak delikler açarak robotun kollarını ve üç boyutlu büyüterek görüntü oluşturan lensini karın içine göndererek bu büyük ameliyatı başarı ile gerçekleştirebiliyor. Kliniğimiz bu konuda ülkemizdeki en deneyimli merkezler arasında yer alıyor. Kanserli lenf bezleri karın içindeki büyük damarların arasında yerleşmiş olduğu için robotik sistemin üç boyutlu ve dokuları büyüterek görüntü sağlaması ve ameliyatın yapıldığı robotik enstrümanların yüksek manevra yeteneği sayesinde lenf bezleri büyük damarlar arasından başarı ile çıkarılabiliyor.  Daha az kanama, daha az kan verme gereksinimi, çok daha ufak kesiler yapılması, daha az yara yeri sorunları, daha hızlı iyileşme ve daha çabuk taburculuk, bu yöntemin ilk akla gelen avantajları arasında sıralanıyor.
 

Robotik Böbrek Nakli

Böbrek nakli ekibimiz, 2020 yılı itibarıyla robotik böbrek nakli ameliyatlarını hastanemizde başarı ile gerçekleştirmeye başladı. Robotik böbrek nakli sayesinde göbek deliği çevresinden ufak bir kesi yapılarak yeni böbrek karın içine alınabiliyor. Yine karında açılan 1 cm’den ufak delikler ile robotik kollar karın içine gönderiliyor. Yeni böbreğin damar ve idrar kanalı ise robotik sistemin görüntüyü 3 boyutlu büyütme özelliği ve robotik enstrümanların yüksek manevra yeteneği sayesinde vücuda bağlanıyor. Bu şekilde kanama, kan verme ihtiyacı, komplikasyonlar ve yara yerine ilişkin sorunlar azalırken, robotik böbrek nakli sonrası daha hızlı yara iyileşmesi sağlanıyor, ağrı kesici kullanma gereksinimi  azalıyor ve hastalarımız hastaneden daha çabuk taburcu olabiliyorlar. 
 

Böbrek toplayıcı sistemi kanserlerinin robotik ameliyatları:

Böbrek toplayıcı sisteminin (renal pelvis) kanserlerinde tüm böbrek ile birlikte idrar kanalı (üreter) ve bu idrar kanalının mesaneye bağlandığı alan (mesane cuff) da tümden çıkarılarak alınmaktadır. Bu ameliyatı robotik cerrahi ile yapmaktayız. Robotik cerrahi sayesinde böbrek ve mesane bölgelerinden iki ayrı kesi yapılmadan, batın bölgesinde 1 cm boyutlarında delikler açılarak robotun batına bağlanması ile bu ameliyat kapalı olarak yapılabilmektedir. Ameliyat bitiminde sadece mesane bölgesinden ufak bir kesi yapılarak böbrek, üreter ve mesane cuff kısmı buradan vücut dışına alınabilmektedir. Bu ameliyatın robotik olarak yapılmasının avantajları arasında daha az kanama, daha az komplikasyon, iki kesi yerine tek kesi yapılması, daha hızlı iyileşme, daha az ağrı kesici gereksinimi ve daha hızlı taburculuk sayılabilir.
 

Çocuk ve erişkin hastalarda böbrek çıkım yolu (UP) darlıklarının robotik ameliyatları:

Böbrek tarafından üretilen idrar renal pelvis kısmına iletilmekte, buradan da üreter ismi verilen idrar kanalı ile mesaneye iletilmektedir. Renal pelvis çıkışına üreteropelvik bileşke (UPJ) ismi verilmektedir. Bu alanda darlıklar oluşabilmektedir (UP darlık). Bu darlıklar böbreğin genişlemesine, fonksiyonunun gecikmesine ve bozulmasına, ağrıya ve taş oluşumuna yol açabilmektedir. Bu durum çocukluk döneminde saptanabileceği gibi, erişkinlik döneminde de tanısı konulabilir. Darlık olan UP kısmının çıkarılıp, bu alanın ameliyat ile onarılması gerekmektedir. Bu ameliyatları robotik cerrahi ile başarılı şekilde yapmaktayız. Bazı hastalarda bu darlığın nedeni ise bu alana doğumsal bir damar bası yapmasıdır. Robot cerrahi, üç boyutlu büyütmesi ve cerraha yüksek manevra yeteneği sağlaması nedeniyle özellikle damar basısının çok daha net ve büyüterek görüntülenmesini sağlamakta ve böylece ameliyatın başarısını arttırabilmektedir.   
 

Çok büyük boyutlu iyi huylu prostat büyümesi (BPH) hastalığının robotik ameliyatları:

İyi huylu prostat büyümesi (BPH) çok büyük hacimlere ulaştığında açık prostat ameliyatı yapılması gerekmektedir. Bu ameliyatların robotik cerrahi ile yapılması ile daha az kanama, daha az kan transfüzyon gereksinimi, daha az komplikasyon, daha hızlı iyileşme ve ameliyat bölgesinin üç boyutlu ve büyüterek görünmesi ile özellikle idrar tutma mekanizmasının daha iyi görülmesi ve korunmasını sağlamak mümkündür.
 

Kadınlarda bazı idrar kaçırma türlerinin robotik ameliyatları:

Kadınlarda idrar kaçırma önemli bir sorun olup, bazı idrar kaçırma türlerinin ameliyatlarını robotik cerrahi ile yapmak mümkündür. Bu robotik ameliyatlarda batında ufak kesiler yapılmaktadır. Gerektiğinde mesh (yama) materyali de yerleştirilerek idrar kaçırmanın nüks etmesi önlenebilmektedir.
 

Robotik böbrek üstü bezi tümör ve hastalıklarının ameliyatları:

Böbrek üstü bezleri (adrenal bez), her iki böbreğin üzerinde yerleşmiş olan ve vücudumuz için çok önemli bir takım hormonları salgılayan organlardır. Böbrek üstü bezlerinin bazı iyi ve kötü huylu tümörlerinde (Cushing, Feokromasitoma ve kanserleri gibi) hastalıklı bezin alınması gerekmektedir. Bu ameliyatların yapılmasında robotik cerrahi oldukça etkin olarak kullanılmaktadır. Batın bölgesinde ufak kesiler yapılarak, üç boyutlu ve büyüterek görüntü sağlanmaktadır. Bazı durumlarda ise böbrek üstü bezinin yalnızca hastalıklı kısmı alınarak, sağlam kısmının korunması da mümkün olabilmektedir. Bu ameliyatlarda robotik cerrahinin sağlamış olduğu yüksek manevra yapma özelliği etkili olmaktadır.  
 
 

LAPAROSKOPİK CERRAHİ İŞLEMLERİ


Üroloji Kliniği hekimlerimiz laparoskopik​ cerrahiyi en çok aşağıdaki hastalıklarda uygulayabiliyor:
  • Laparoskopik prostat kanseri ameliyatları
  • Laparoskopik böbrek kanseri ameliyatları
  • Böbrek toplayıcı sistemi kanserlerinin laparoskopik ameliyatları
  • Laparoskopik mesane kanseri ameliyatları
  • Testis kanserlerinde karın içi lenf bezlerinin laparoskopik cerrahi ile çıkarıldığı ameliyatlar
  • Çok büyük boyutlu iyi huylu prostat büyümesi hastalığının laparoskopik ameliyatları
  • Laparoskopik böbrek üstü bezi tümör ve hastalıklarının ameliyatları
  • Çocuk ve erişkin hastalarda böbrek çıkım yolu (UP) darlıklarının laparoskopik ameliyatları
  • Kadınlarda bazı idrar kaçırma türlerinin laparoskopik ameliyatları
 

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde ve hastanemiz bünyesinde yer alan RMK AIMES eğitim merkezimizde (Rahmi M. Koç Academy of Interventional Medicine, Education & Simulation) ekibimiz tarafından endoskopik, laparoskopik ve robotik cerrahi ile ilgili çok sayıda kurs düzenleniyor.
 

Prostat Kanserinde Laparoskopik Cerrahi

Erkeklerde üreme sisteminin bir parçası olan prostat organına ait kanserler özellikle 50 yaş sonrası görülüyor. Tanı koymak için kan testi ve muayeneye ek olarak prostat manyetik rezonans görüntülemesi (multiparametrik MR) gerekiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi’nde prostat içindeki kanser odaklarından biyopsi yapılması için günümüzdeki en hassas yöntem olan MR füzyon prostat biyopsisi uygulanabiliyor. Prostat kanseri tanısı koyulduktan sonra bilgisayarlı tomografi (BT), kemik sintigrafisi ve PET BT (Galyum-68 PSMA) ile vücut taraması yapılıyor. Tüm bu tanı yöntemleri, hastanemizde en ideal koşullarda gerçekleştiriliyor. Bu tetkiklerin sonucunda ameliyat kararı verilen hastalarımızın prostat kanseri ameliyatları ise minimal invaziv bir yaklaşım olan laparoskopik cerrahi ile yapılıyor.
 

Böbrek Kanserlerinde Laparoskopik Cerrahi

Günümüzde böbrek kanserleri çoğunlukla rutin kontroller sırasında herhangi bir yakınmaya neden olmadan ultrason, bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans görüntüleme ile tesadüfen saptanıyor.
Ufak boyutta saptanan bu kanserlerin çıkarılmasında laparoskopik cerrahi sıklıkla kullanılıyor. İşlem şu aşamalardan oluşuyor: Karın bölgesinde 1 cm’den ufak boyutlu 4-5 kesi yapılarak laparoskopik aletlerin ve kamera lensinin girişine olanak sağlayacak ‘’trokar’’ isimli giriş kanalları karın içine gönderiliyor. İçeriye verilen karbondioksit gazı ile karın içi boşluk şişiriliyor. Bu sayede tümör ve çevre dokular net olarak görülebilir ve müdahale edilebilir hale geliyor. Böylece böbrek tümör ve kanserli dokulardan kolaylıkla temizlenebiliyor. İşlem sonunda tümörlü alan çıkarıldıktan sonra böbreğin geri kalan kısmı kurtarılabiliyor.

Böbrekteki tümörler çıkartılırken böbreğin kanlanmasının bir süreliğine durdurulması gerekmektedir. Bu işlem,  böbrek ana damarlarının geçici süreliğine klemplenerek kapatılması ya da böbreğin buz ile soğutulması yöntemleri ile mümkündür. Hastanemizde, açık cerrahi teknik için geliştirilen bu yöntemler laparoskopik yöntemlerle de kolaylıkla uygulanabilmektedir. Kliniğimizde ayrıca böbrekten kitlenin çıkartılmasının ardından kalan böbrek dokusundaki kanamanın kontrol edilmesi için özellikli hastalarda kanama kontrolü avantajı oldukça yüksek olan Argon lazer enerjisinden faydalanılabilmektedir.
 

Mesane Kanserlerinde Laparoskopik Cerrahi

Mesane kanseri oluşumunun en önemli ve yaygın nedeni sigara tüketimidir. Bu kanser türünde hastalar çoğunlukla idrarda ağrısız kanama yakınması ile doktora başvurmaktadır. Yapılan idrar testleri, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ya da manyetik rezonans tetkikleri sonucunda mesane içinde yer alan tümör odakları saptanabilmektedir. Daha sonra mesane içerisine endoskopik bakma işlemi olan sistoskopi işlemi yapılmaktadır. Bu işlem hastanemizde, ameliyathane şartlarında ve anestezi altında yapılıyor. İşlem şu şekilde gerçekleşmektedir: Sistoskopi ile idrar kanalından girilerek mesane içerisine erişilir. Mesane içinde görüntülenen tümör odakları endoskopik olarak çıkarılıyor. Oluşan kanamalar endoskopik olarak son model enerji sistemleri ile kontrol altına alınıyor. Patolojik inceleme ile tanı konulduktan sonra mesane kanserlerinin bazı türleri için mesanenin alınması gerekebiliyor. Bu işlem için büyük çaplı bir operasyona ihtiyaç duyuluyor; mesane ile birlikte erkeklerde prostat ve mesane çevresi lenf bezleri, kadınlarda ise rahim, yumurtalıklar ve yine mesane çevresi lenf bezleri alınıyor ve ardından ince bağırsaktan yeni bir mesane yapılıyor.
Hastanemizde, mesanenin alınma ameliyatı minimal invaziv bir yöntem olan laparoskopi ile gerçekleştirilmektedir.

Laparoskopik olarak mesanenin alınması ameliyatının avantajları tüm minimal invaziv yöntemlerde olduğu gibi açık cerrahiye kıyasla daha küçük kesiler yapılarak kozmetik açıdan daha iyi sonuçlar elde edilmesine, prostat ve mesane çevresindeki sinirlerin daha iyi korunabilmesine, ameliyat esnasında daha az kanama ve daha az kan verme gereksinimi duyulmasına, daha az komplikasyona, daha hızlı iyileşmeye ve hastaneden daha çabuk taburcu olunabilmesine olanak sağlamaktadır. :
 
Laparoskopik cerrahi ile bu hastalarımızda mesane ve prostat çevresindeki damar ve sinirlerin daha iyi korunabilmesi sayesinde daha yüksek idrar depolama ve tutma kapasitesi ile erkeklik fonksiyonunun daha iyi korunması da amaçlanıyor.
 

Testis kanserlerinde karın içi lenf bezlerinin laparoskopik cerrahi ile çıkarıldığı ameliyatlar

Testis tümörleri daha çok genç erkeklerde görülüyor. Hastalarımız çoğunlukla testiste ağızsız sert şişlik yakınmasıyla doktora başvurmaktadır. Yapılan muayene, kan testleri, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve gerekirse manyetik rezonans görüntüleme sonucunda kasık bölgesinden yapılan ufak bir kesi ile tümör içeren testis alınabiliyor. Patolojik olarak mikroskopta inceleme sonrasında tümör tanısı alan hastaların bir grubunda karın içindeki hastalığın sıçradığı, büyümüş olan lenf bezleri ya kemoterapi öncesinde ya da kemoterapi ardından temizlenebiliyor. Minimal invaziv teknikler uygulanmadığında, bu lenf bezlerini alabilmek için tüm karında büyük bir kesi yapılması gerekiyor. Hastanemiz, minimal invaziv bir teknik olan laparoskopi ile bu ameliyatı gerçekleştiren nadir merkezlerdendir. Laparoskopinin cerraha sağladığı geniş görüş ve manevra kabiliyeti sayesinde hayati önem taşıyan yerleşimde bulunan lenf bezleri dahi kolaylıkla çıkartılabilmektedir. Daha az kanama, daha az kan verme gereksinimi, çok daha ufak kesiler yapılması, daha az yara yeri sorunları, daha hızlı iyileşme ve daha çabuk taburculuk, bu yöntemin ilk akla gelen avantajları arasında sıralanmaktadır.


DİĞER İŞLEMLER


İşlevsel Üroloji

İşlevsel ya da fonksiyonel üroloji idrar depolama ve boşaltma sorunlarını medikal veya cerrahi olarak tedavi etmeyi amaçlayan üroloji alt birimidir.

Cinsel işlev bozuklukları da işlevsel ürolojinin ilgi alanına girmektedir.
 

İşlevsel Üroloji’nin ilgi alanındaki hastalıklar

Kadınlarda
-İdrar kaçırma
-Pelvik organ sarkmaları (idrar kesesi, rahim)
-Aşırı aktif mesane
-İdrar boşaltım sorunları
-Nörojenik (sinirsel) nedenlere bağlı idrar yapma sorunları
-Mesane ağrı sendromu
-Cinsel işlev bozuklukları
 
Erkeklerde
-İyi huylu prostat hastalıklarına bağlı işeme sorunları
-İdrar kaçırma
-İdrar boşaltım sorunları
-Nörojenik (sinirsel) nedenlere bağlı idrar yapma sorunları
-Cinsel işlev bozuklukları
 
İdrar kaçırmanın birçok farklı tipi mevcuttur. Kliniğimize idrar kaçırma ile başvuran hastalar öncelikle detaylıca dinlenerek öykülerinden farklı tipteki idrar yakınmalarından hangisine ait yakınmalarının ön planda olduğu hakkında ön bilgi edinilmektedir. Takiben erkek ve kadında genel fiziksel muayeneye ek olarak detaylı ürolojik muayene yapılmaktadır. Bu bulgular eşliğinde hastaların yakınmaları ile uyumlu tedavileri planlanmaktadır. Bu tedaviler ağızdan ilaç alma şeklinde olabilecei gibi bazı hastalarda cerrahi müdahaleler gerekli olabilmektedir.
Bu değerlendirme sürecinde  ‘’ürodinamik çalışma’’ yapılması gerekli görülmesi durumunda bu inceleme poliklinikte, steril şartlarda, lokal anestezi ile yapılabilmektedir. Ürodinamik çalışma lokal anestezi altında idrar kanalı ve anüse ince birer kateter yerleştirilerek mesaneye steril sıvı verilmesi yoluyla hastamızda suni idrar sıkışma hissi yaratılması prensibine dayanmaktadır. Bu sıkışma sürecinde hastanın mesanesinde ve karın içinde oluşan basınç ve elektriksel aktivite değişiklikleri alanında uzman doktorlarımız tarafından monitörden takip edilmektedir. Sıkışma aşaması tamamlanan testin ikinci aşamasında hastamızdan idrarını yapması istenilmektedir. Bu sayede idrar yaparken normal dışı bir basınç ya da elektrik aktivite değişimi olup olmadığı gözlenebilmektedir.

Öykü, muayene, gerekli görülen hastalara uygulanan ürodinamik çalışma testi, laboratuvar değerlendirmelerinin ardından hastalarımızın tedavisine karar verilmektedir. Medikal tedavi kararı verilen hastalar başlangıçta aylık periyotlarla poliklinik vizitlerinde değerlendirilmektedir.

Değerlendirmeler sonrasında mesanesinde boşalma problemi olduğu saptanan hastalara kendi kendilerine mesane boşaltma eğitimi özel kateterler ile (temiz aralıklı kateterizasyon-TAK) verilmektedir.

İdrar kaçırma ile ilgili cerrahi ihtiyacı olan hastaların idrar kaçırma tipine göre farklı ameliyat seçenekleri mevcuttur. Aşırı aktif mesaneye bağlı idrar kaçırması olan hastalarda gerekli tedavi basamaklarından fayda görülmemesi durumunda mesaneye botox (botulinum toksin enjeksiyonu) uygulaması yapılması önerilmektedir. Mesaneye botox uygulaması, ameliyathane şartlarında, genel anestezi altında, idrar kanalına endoskopik olarak girilerek mesanenin farklı yerlerine belirli dozlarda botulinum toksin enjeksiyonu yapılması ile uygulanmaktadır. İşlem sonrası hastanede yatış gerekmemektedir.

Öksürük, hapşırık, ağırlık kaldırma gibi idrar kaçırma şikayeti olan hastalarda, muayene ile bu durumun görülmesi durumunda öncelikle cerrahi önerilmektedir. Bu durumda en sık uygulanan ameliyat mesane askı ameliyatlarıdır. Bu ameliyatlar kliniğimizde uygulanmaktadır.

Pelvik organ sarkmasına eşlik eden idrar kaçırması olan ya da pelvik organ sarkması ileri düzeye ulaşan hastalarda sarkmaya yönelik farklı cerrahi seçenekler bulunmaktadır. Pelvik organ sarkmasına yönelik ameliyatlar kliniğimizde açık, laparoskopik ve robotik olarak uygulanabilmektedir.

Erkeklerde görülen iyi huylu prostat büyümesine bağlı şikayetleri olan hastaların temel değerlendirmesi polikliniğimizde yapılmaktadır. Medikal tedaviden fayda görmeyen hastaların ek testler ile ameliyat ihtiyacı olduğunun saptanması durumunda hasta için çeşitli ameliyat seçenekleri bulunmaktadır. Prostatın endoskopik olarak kazınarak alınması işlemi (TUR) kliniğimizde en son teknoloji ile uyumlu cihazlar kullanılarak uygulanmaktadır. Hastalarımız, TUR işlemi sonrası hastanede 2-3 gün yatırılarak takip edilmektedir.
Buna ek olarak lazer prostatektomi tekniği ile prostatın alınması işlemi de farklı lazer teknolojileri (greenlight, HOLEP) ile kliniğimizde uygulanabilmektedir. Bu işlem sonrası hastalarımız 1-2 gün hastanede yatırılarak takip edilmektedir.

Prostat boyutu çok fazla olan hastalarda bu yöntemler uygun tedavi olamadığından farklı seçenekler sunulmaktadır. Açık prostatektomi tekniği ile prostat bezi karından yapılan ufak bir kesi ile çıkartılabildiği gibi bu tekniğin laparoskopi ve robotik cerrahiye adapte edilmiş hali de kliniğimizde sıklıkla uygulanmaktadır. Laparoskopi, karına 1-2 cmlik ufak kesiler yapılarak bu kesilerden karın içine 3-4 adet trokar adı verilen çubuğu sokulmasının ardından karın içinin gazla doldurulması sonrası ameliyatın cerrah tarafından bu ergonomiye uygun dizayn edilmiş teknolojik aletler ile ameliyatı gerçekleştirmesi tekniğidir. Robotik cerrahide ise aynı şekilde karın içine yerleştirilen özel tasarlanmış çubuklar robota bağlanmaktadır. Cerrah konsol adı verilen kontrol mekanizmasından ameliyatı  gerçekleştirmektedir. Minimal invaziv teknikler olarak da bilinen laparoskopik ve robotik tekniklerde ameliyat sahasının daha iyi görülmesi, kanama kontrolünün daha rahat yapılabilmesi, kesinin daha küçük olması nedeniyle ameliyat sonrası daha az ağrı ve daha küçük kesi izleri olması gibi avantajlar bulunmaktadır. Açık cerrahi sonrası 4-5 gün yatış gerekli olurken; bu cerrahinin laparoskopi veya robotik cerrahi ile uygulanması durumunda yatış süresi kısalmaktadır.

Cinsel işlev bozukluğu olan erkeklerde şikayetlerin değerlendirilmesinin ardından medikal tedaviden fayda görmeyenler için penise sertleştirici madde enjeksiyonu uygulanması ve penise protez yerleştirilmesi tüm dünyada önerilen tedavi basamaklarıdır. Penise sertleştirici madde enjeksiyonu uygulanacak hastalara bu uygulamanın eğitimi verilmektedir.

Penis protezi yerleştirilmesi uygun bulunan hastalara son teknolojiye uygun protez yerleştirme işlemi kliniğimizde yapılabilmektedir. Bu işlem ameliyathanede, genel anestezi altında, tercih edilen protez tipine göre penis, skrotum (testislerin içerisinde yer aldığı torba) ve karın içine yerleştirilmesi ile gerçekleştirilmektedir. Bu cerrahi sonrası hastalarımız bir gün hastanede kalmaktadır.

Bunun dışında Nöroloji (sinirbilim) tarafından takip edilen birçok hastalığın idrar yapma sistemi ile ilgili yakınmalara yol açtığı bilinmektedir. Multiple Skleroz, spina bifida, beyin kanaması gibi hastalıklar sonrası idrar yapma şikayeti gelişen hastaların detaylı ürolojik takip ve tedavisi kliniğimizde Nöroloji ile işbirliği halinde gerçekleştirilmektedir.