Hangi durumlarda nakil gerekiyor?

Böbreklerimiz, vücudumuzda hayati görevler üstlenen organlarımızdır. Böbrek nakli, günümüzde Kronik Böbrek Yetmezliği’nin bilinen en iyi tedavi seçeneğidir. Ancak Kronik Böbrek Yetmezliği hastalarının bir kısmı diyaliz seçeneğini kullanmaktadır.

Diyaliz, böbrek fonksiyonlarını kısmen (sadece bir kısmını) yerine getirebildiği için, böbrek nakline alternatif bir tedavi sayılmıyor. Üstelik diyalizdeki hastalar için katı diyetler, su kısıtlaması, seyahat engeli, sosyal hayattan soyutlanma, iş veya eğitimden geri kalma, çocuk hastalarda gelişme geriliği gibi birçok olumsuzluk söz konusudur. Diyalizdeki hastalar böbreklerin yerine getirdiği görevlerin çoğundan yoksun olduklarından, yoğun olarak ilaç kullanmak zorunda kalıyorlar (tansiyon, kan yapımı ilaçlar vb.). Bu nedenlerden dolayı böbrek nakli olan hastalardaki yaşam kalitesi ve süresinin, diyalizdeki hastalara oranla çok daha iyi düzeyde olduğu, bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmış bir gerçek. Hastalar, başarılı bir böbrek nakli ve ameliyat sonrasında da düzenli takiple, sağlıklı bireyler olarak hayatlarını sürdürebiliyorlar.

Böbrek yetmezliği olan, diyaliz tedavisi gören hastaların büyük çoğunluğuna böbrek nakli yapılabiliyor. (Nakil olamayacak hastalar küçük bir grubu oluşturuyor.) Nakil, böbrek hastaları için çok önemli bir tedavi seçeneği. Günümüzde başarıyla uygulanan böbrek nakli ameliyatları sayesinde hastaların yaşam kaliteleri yükseliyor, hayatlarına sağlıklı devam edebiliyorlar. Nakil için uygun olmayan hasta grubunu çoğunlukla operasyon riskini kaldıramayacak ileri kalp ve akciğer hastaları, ileri evre kanser hastaları ve oldukça yaşlı ve düşkün hastalar oluşturuyor. 
 

İleri yaş ve kronik hastalıklar böbrek nakline engel midir?

Böbrek yetmezliği hastalarının çok önemli bir sağlık sorunu bulunmuyorsa nakil olmaları gerekir. Yaşlı hastalar diyalizin olumsuz etkileri nedeniyle çok daha kısa zamanda yıpranır. Yaşlıların nakil şansları az gibi görünse de, nakilden çok yarar gören hasta grubudur. Avrupa Transplant Merkezi’nin bu gruba özgü olan programında, yaşlıdan alınan böbreklerin yaşlıya nakli uygulanmaktadır. 80 ya da daha ileri bir yaştaki hastanın da eğer böbrek fonksiyonlarında bir sorun yoksa, yine ileri yaşta bir hastaya nakledildiğinde çok başarılı sonuçlar vermektedir. İleri derecede kalp hastalığı olan bir kişinin dahi gerekli tetkikler ve tedaviler yapıldıktan sonra böbrek nakli olmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Önemli olan, hastanın kalp muayenesinin ardından gerekli tedavinin ya da operasyonun uygulanarak kişinin sağlıklı bir kalbe kavuşmasının sağlanmasıdır. Ardından böbrek nakli çok başarılı bir şekilde yapılabilmektedir. Örneğin bypass olmuş bir kişiye nakil yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Kalp ameliyatı yapıldıktan sonra 1-2 ay içerisinde nakil yapılabilir.
 

Böbrek nakli için bir yaş sınırı var mıdır?

7 aylıktan 70 yaşına kadar her hastaya böbrek nakli yapılabilir.

İlerleyen tıbbi imkanlar, doktor tecrübeleri artık 5 yaşın altındaki çocuklara ve 65 yaş üstü insanlara da nakil yapılabildiğini göstermiştir. Bu nedenle imkanı olan 7’den 70’e her hastanın böbrek nakli olması gerekmektedir. Amerika’da 86, Türkiye’de ise 82 yaşındaki hastaya nakil yapılmış ve hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam ettikleri görülmüştür.
 

Mesane hastalıkları böbrek nakline engel midir?

Mesanedeki sorun nedeniyle oluşan böbrek yetmezliği, yıllarca sinsi bir şekilde ilerleyebilir. Ancak mesanenin hastalıklı oluşu, erken dönemde fark edilmemektedir. Sorunlu mesanenin tedavi sürecinde, öncelikle mesaneye ince bağırsaktan yama yapılarak büyütme ameliyatı uygulanır. Böylelikle yapılmış mesane, böbreklere bağlanabilmektedir. Bu hastalara uygulanan böbrek nakli, diğer nakilli hastalarla aynı başarı oranına sahiptir. Daha önce sorunlu mesane dolayısıyla kronik böbrek rahatsızlığı çeken hastaların tedavisi iki seansta gerçekleştirilmekteydi. İlk seansta, mesaneye yama operasyonu yapılmakta ve böbrek tedavisi için de 6-8 hafta beklenmekteydi. Ayrıca bu operasyon sonunda, hastada sık sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları görülebilmekte ve buna bağlı olarak da çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkabilmekteydi. Ancak yeni gelişen ameliyat teknikleriyle birlikte idrar yolu enfeksiyonları düzenli takip ve kontrollerle erken teşhis edilebilmekte, tedavisi zamanında uygulanabilmektedir. Ayrıca, artık sorunlu mesane operasyonu ve böbrek nakli ameliyatı tek seansta gerçekleştirilmektedir.
 

Değerlendirme nasıl yapılıyor?

Böbrek nakli, yaklaşık 4 saat süren büyük bir ameliyattır. Bunun dışında, size takılacak böbrek vücudunuza yabancı bir organdır. Nasıl vücudunuza bir mikrop girdiğinde, bağışıklık sisteminiz o mikropla savaşıp onu vücudunuzdan atmaya çalışıyorsa, aynı şeyi yeni böbreğinize de yapacaktır. Bu yüzden vücudunuzun yeni takılan böbreği reddetmemesi/atmaması için ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayıcı (immünsupresif) ilaçlar kullanmanız gerekecektir. Tüm bu sebeplerden dolayı böbrek nakli öncesi detaylı bir tıbbi hazırlık sürecine ihtiyaç vardır.

Bu süreç sonunda:

1. Vücudunuzun böbrek nakli ameliyatına hazır olup olmadığı, bünyenizin bu ameliyatı kaldırıp kaldıramayacağı, özellikle kalp, akciğer gibi hayati organların vücuda büyük yük bindiren böyle büyük bir ameliyat için hazır olup olmadığı araştırılacaktır.
2. Verici ve alıcı arasında uyum testleri yapılacaktır. Böylelikle vücudunuzun yeni takılan böbreği reddetmesi/atması ihtimali en aza indirilmeye çalışılacaktır. 
3. Bildiğiniz gibi, vücudunuzun yeni takılan böbreği reddetmemesi/atmaması için ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayıcı (immünsupresif) ilaçlar kullanmanız gerekecektir. Bu yüzden bağışıklık sisteminiz kısmen kifayetsiz (yetersiz) kalacaktır. Tıbbi ekip vücudunuzda bağışıklık sisteminizin mücadele etmesini gerektirecek kanser, ciddi enfeksiyonlar gibi durumların olmadığından emin olmak isteyecektir. 

Organ nakline hazırlık sürecinde size yapılacak testler şunlardır:
  • Kan testleri, idrar testleri,
  • Röntgen filmleri, ultrason veya tomografi filmleri.
  • Ayrıca nefroloji uzmanları veya organ nakli cerrahlarınızın gerekli gördüğü durumlarda kardiyoloji, göğüs hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum gibi başka branş doktorları tarafından böbrek nakline uygunluğunuz açısından muayene edilmeniz istenebilir.
  • Böbrek nakli ekibi, nakil sonrası kullanmanız gereken ilaçları düzenli kullanıp kullanmayacağınız konusunda da bilgi sahibi olmak isteyecektir.
Bütün tetkik ve tahliller tamamlandıktan sonra durumunuz ameliyatı yapacak cerrahlar ve nefroloji ekibinin de içinde bulunduğu Böbrek Nakli Konseyi’nde ele alınır ve tıbbi karar bu konseyde verilir. 
 

Nakil işlemi nasıl gerçekleşiyor?

Bir vericiden alınan sağlıklı böbreğin, hastanın vücuduna bir ameliyatla yerleştirilmesi işlemine “böbrek nakli” denir. 

İki çeşit böbrek nakli vardır:
1. Canlı vericili böbrek nakli,
2. Kadavra vericili böbrek nakli.

Hastaya nakledilecek böbrek hastanın bir yakınından veya ölmüş bir kişiden alınabilir. Hastaya nakledilecek böbrek eğer hastanın bir yakınından alınırsa, bu ameliyata “canlı vericili böbrek nakli”, eğer böbrek ölmüş bir kişiden alınırsa, buna da “kadavra vericili böbrek nakli” denir.

Ameliyat -size aksi belirtilmedikçe- karnınızın alt bölgesine yapılan ortalama 15-20 cm’lik bir kesiden gerçekleştirilecektir. Pelvik bölgedeki büyük damarlar serbestlenerek böbreğin anastomoz edileceği alan hazırlanır. Vericiden alınan böbrek gerekli işlemlerden geçirildikten sonra, hazırlanan damarlar alıcının damarlarına ağızlaştırılarak nakil gerçekleştirilir. Böbreğin idrar kanalı alıcının idrar kesesine ağızlaştırılır. Operasyon yaklaşık 4 saat sürer. Kendi böbreklerinizin vücudunuza hiçbir zararı yoktur. Bundan dolayı kendi böbrekleriniz ameliyat sırasında alınmayacaktır. Kendi böbrekleriniz nakil sonrası çalışmalarını ya çok azaltacak veya tamamen durduracaktır. Tüm fonksiyonları yeni böbreğiniz üstlenecektir. 

Kendi böbreklerinizin size hiçbir zararı olmayacaktır. Fakat vücudunuza zarar verme ihtimali olduğunda alınmaları gerekebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda, böbreklerinizden biri veya her ikisi böbrek nakli ameliyatı sırasında alınabilir. Bazı durumlarda kendi böbreklerinizin birinin veya her ikisinin nakil işleminden önce alınması ve bu operasyondan belli bir süre geçtikten sonra böbrek nakli ameliyatının yapılması gerekebilir. Nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine, tıbbi durumunuza göre tedavinizi gerçekleştirecek doktorlarınız karar verecektir. 
 

Nakilden sonra hayatımda neler değişecek?

 Başarılı bir nakil operasyonunun ardından artık diyaliz tedavisine devam etmek zorunda kalmayacaksınız. Nakil merkezi ekibimiz, nakledilen böbrekle birlikte daha uzun ve sağlıklı bir yaşama kavuşmanız için her zaman sizin yanınızda olacaktır. İstatiklerin de gösterdiği gibi, nakledilen böbrekler yeni bilimsel gelişmeler sonucunda çok daha uzun ömürlü olmaktadır. 

Önümüzdeki yıllarda gelişecek teknoloji ve ilaçların da yardımıyla, nakil sonrasında hastalarımızın yaşam kalitesinin ve süresinin daha da artmasını hedefliyoruz. Nakil sonrası, hastalara kullanacakları ilaçların dışında hiçbir kısıtlama getirilmiyor. Nakil sonrasında önceki hayatınızda yaptığınız tüm aktivitelere devam edebilirsiniz. 

Korkmayın, önemli olan, ilaçlarınızı düzenli kullanmanız ve düzenli kontrollere gelmenizdir.
Böbrek nakli sonrası eskiden hastanın yaşamını kısıtlayıcı engeller konulmaktaydı. Hastaların evinden hatta odasından dışarı çıkmaması gerektiği, sürekli maskeyle dolaşması, sosyal yaşamdan uzak durması gerektiği önerilirdi. Modern yöntemlerin kullanılması, tıbbi tecrübenin artmasıyla birlikte artık bunların hiçbirine gerek olmadığı ortaya çıktı. Yaşanan tecrübeler, naklin hastaya konforlu bir yaşam sağladığını göstermektedir. Artık hastalara nakilden önce nasıl yaşıyorsa nakilden sonra da aynı şekilde yaşamaları gerektiği belirtilerek hiçbir kısıtlayıcı önlem getirilmemektedir.

Böbrek nakli sonrasında:
  • Maske takmanıza gerek yoktur.
  • Dışarı çıkabilirsiniz ve/veya arkadaşlarınız evinize ziyarete gelebilir.
  • Hasta için evde özel bir oda oluşturulmasına gerek yoktur.
  • Taksi, dolmuş, otobüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. 
  • Alışveriş merkezlerine gidebilirsiniz.
  • 1 ay sonra araç kullanabilirsiniz.
  • Doktorunuzun uygun göreceği dinlenme sürecinden sonra çalışma hayatınıza geri dönebilirsiniz.
  • Kadın hastalarımız bebek sahibi olabilir ve bebeklerini emzirebilir.
  • Denize girebilirsiniz, fakat çok güneşlenmekten kaçınmalısınız.
  • Evcil hayvan besleyebilirsiniz.

Nakil sonrasında şu konulara dikkat etmenizi öneririz:
  • Az tuzlu beslenin ve tansiyon takibini ihmal etmeyin.
  • Karbonhidrat ağırlıklı ve yağlı besinlerden uzak durun.
  • Nakil sonrası kullandığınız ilaçların mide emilimine zarar vermemesi için greyfurt ve nar tüketmeyin. Limon, portakal, mandalina gibi meyvelerin tüketilmesinde hiçbir engel yoktur.
  • Düzenli egzersiz ve yürüyüş yapmaya özen gösterin. 
  • Şeker hastasıysanız, kan şekerinizi kontrol altında tutmaya çalışın.
  • Yara yeriniz iyileşene kadar 2 ay boyunca 10 kilo veya daha ağır şeyler kaldırmayın. Özellikle karın basıncını artırıcı, karnınızı zorlayıcı hareketlerden kaçının.
  • 2 ay spor yapmayın, fakat yürüyüşler, günlük aktivite ve ev işleri yapmanızda herhangi bir engel yoktur.

Bağışıklık sisteminiz vücudunuzu bakteri ve virüsler gibi yabancı mikroplara karşı korumaya ve onları vücuttan "atmaya" (reddetmeye) çalışmaktadır. Bağışıklık sisteminiz yeni takılan böbreği de yabancı olarak görecek ve onu da atmaya (reddetme, rejeksiyon) çalışacaktır. Bu nedenle bağışıklık sisteminizi baskılayan bir takım ilaçları düzenli olarak kullanmanız gereklidir. Bu ilaçlar olmadan böbrek naklinin başarılı olması mümkün değildir.

Dikkat edin!
Vücudunuzun böbreği kabul etme sürecinde kullandığınız bağışıklık sisteminizi baskılayıcı ilaçlardan dolayı vücudunuzun bağışıklık sistemi zayıf düşmekte ve yetersiz kalabilmektedir. Vücudunuzda ortaya çıkan bir enfeksiyon diğer insanlara göre hızla alevlenip ciddi bir hal alabilir. Bu yüzden bir an önce tanı konup, tedavi edilmelidir.

Ateşiniz 38 derecenin üstüne çıkarsa, kendinizi tedavi etmeye çalışmayın ve evde tek başınıza kalmayın. Kendi kararınızla antibiyotik kullanmayın. Bu tarz bir durumla karşılaştığınızda, mutlaka doktorunuza veya bir hastaneye başvurun.

Ayrıca:
  • İdrardan kan geldiğinde,
  • İdrar miktarında azalma olduğunda,
  • İdrar yaparken ağrı ya da yanma olduğunda,
  • Dikiş yerlerinde kızarıklık, şişlik veya akıntı olduğunda,
  • Sürekli devam edan mide bulantısı, kusma ve ishal olduğunda,
  • Aşırı kilo artışı, kilo kaybı veya ödem olduğunda,
  • Nefes darlığı, öksürük ve balgam şikayetleri olduğunda,
  • Ciltte sonradan gelişen kaşıntı, döküntü ve lezyon oluştuğunda,
  • Kadın hastalarda sıra dışı akıntı ve kanamalarda,
  • Sıradışı halsizlik ve baş dönmesi gibi durumlarda,
  • Size verilen ilaçlar dışında ilaç kullanımı gereksinimi olduğunda
doktorunuza danışmadan kesinlikle başka ilaç kullanmayın! 
 

Nakil sonrası anne ya da baba olabilir miyim?

Evli çiftler doğru zamanda çocuk yapabilmekte, anneler çocuklarını emzirebilmektedir. Böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisi gören erkek hastalarda, ürenin yarattığı etkilerden dolayı sperm sayılarında düşüklük gözlenebilir. Bu nedenle üreme kabiliyetlerinde azalma meydana gelebilir. Başarılı böbrek nakli sayesinde, böbrek yetmezliği nedeniyle bebek sahibi olamayan hastaların bu şansı artmaktadır. Nakil sonrası ürenin vücutta meydana getirdiği etkiler ortadan kalkınca, bu hastaların üreme kabiliyetleri artmakta ve sperm parametreleri normal seviyeye gelmektedir. Kadınların üreme fonksiyonları normale döndüğü için, nakilden 1-2 yıl sonra rahatlıkla hamile kalarak çocuk sahibi olabilmektedir. 
 

Kadavradan


Kadavradan böbrek nakli ne demek?

Kadavra vericilerden alınan böbreklerin hastalara nakledilmesi olayına “kadavra vericili böbrek nakli” denir. Bu süreçte birkaç önemli hususun özellikle üzerinde durulmasında fayda var. Bunlardan birincisi; organ bağışından söz edebilmek için ölümün yoğun bakım şartlarında gerçekleşmiş olması gerektiğidir. Evde, trafik kazasında, doğal afetlerde, hatta hastanelerin yoğun bakım haricindeki bölümlerinde gerçekleşen ölümlerde organ bağışı söz konusu olmaz. Yoğun bakım ünitelerinde, her türlü çabaya ve tedaviye rağmen hayatını kaybeden insanların geride kalan yakınlarıyla organ bağışı konusunda görüşülebilir.

Burada değinilmesi gereken bir diğer konu, “beyin ölümü”dür. Aslında ölümden anlaşılması gereken kavram da tam olarak beyin ölümüdür. İnsanoğlu kalbi, karaciğeri, akciğeri vb. organları çalışmadığı için değil, bir veya birden fazla organın görev yapamaması nedeniyle beyne yeterli kan -dolayısıyla besin ve oksijen- gidemediği için ölür.
 

Genel Cerrahi Alanında Robotik Cerrahinin Uygulandığı Alanlar;


Beyin ölümü nedir ? 

Beyin ölümü, beynimize hiçbir şekilde kan akımının olmaması, dolayısıyla yaşamamız için gerekli komutların beynimiz tarafından verilememesi olarak tanımlanabilir. Kendi kendine soluk alamamak, yani “son nefesini vermek” de bu durumu somutlaştıran çok yalın bir gerçektir. Beyin ölümü tanısı koymak, dolayısıyla bir insana “öldü” diyebilmek için yönetmeliklerde belirlenmiş birçok testin ve değerlendirmenin yapılması gerekir. İki uzman doktor birbirinden bağımsız olarak durumu değerlendirir. Son olarak da, beyne kan gitmediğinden emin olmak adına ek testler (anjiyo, BT, doppler ultrason, sintigrafi vb.) yapılır. Bunların hepsi tamamlanmadan aile ile organ bağışı görüşmesi yapılmaz.

Ölümün yoğun bakımda gerçekleştiği durumlarda, kişi suni solunum cihazına bağlı olduğundan, dışarıdan bir makineyle bir süre daha akciğerlerine hava pompalanabilir. Bu da kandaki oksijen seviyesinin yükselmesine ve kalbin bir süre daha atmasına olanak sağlar. Yine de ne kadar desteklenirse desteklensin, kalp bir süre sonra duracaktır. İşte kişinin beyin ölümünün gerçekleşmesi ile kalbinin durması arasında geçen süre ancak yoğun bakım şartlarında bir süre uzatılabilir ve bu süre organ bağışı için olanak sağlar.

Diğer taraftan, ölen kişi sağlığında organ bağışında bulunmuş olsun veya olmasın, mutlaka ailesiyle görüşülür. Son karar her zaman geride kalan yakınlarınındır. Ancak, sağlığında organ bağışı konusunda görüşünü belirtmiş kişilerin yakınlarının onların vasiyetlerine saygı gösterdiklerini de belirtmek gerekir.
 

Bekleme sürecinde nakil koordinatörünüzü bilgilendirmeniz gereken durumlar:

  • Herhangi bir sebeple hastaneye yatarak tedavi görüyorsanız,
  • Herhangi bir enfeksiyon hastalığınız varsa,
  • Kan veya kan ürünü nakli yaptırdıysanız,
  • Adres veya telefon numaranız değişirse,
  • Uzun süre şehir dışında olacaksanız. 


Donörden

Nakil için donörümü nasıl bir süreç bekliyor?

Tıbbi süreç bir yana, donörün bundan sonraki yaşamını birine hayatını armağan etmenin verdiği iç huzur ve mutlulukla sürdüreceğinden şüphe yok. Diğer taraftan, merkezimizdeki tüm uzmanların ve hatta böbrek yetmezliği hastasının birincil önceliği, böyle bir fedakarlıkta bulunan gönüllü yakınınızın sağlığına hiçbir şekilde zarar gelmemesi olmalıdır. Hem bu amaçla hem de nakil için gerekli şartların uygunluğunu değerlendirmek için gönüllü donör de çok detaylı bir sağlık incelemesinden geçer. 

Bu süreç sonunda:
  • Vericinin tamamen kendi rızasıyla, hiçbir baskı altında kalmadan yakınına böbrek verip vermek istemediği, bu süreç için motive olup olmadığı, bu süreci ve sonuçlarını tamamen kavrayıp kavramadığı ve psikolojik, ailevi ve sosyal olarak bu işleme hazır olup olmadığı değerlendirilecektir.
  • Böbrek verme ameliyatına vücudunun ne kadar hazır olduğu ve bu ameliyatın vücudu için ne kadar risk oluşturduğu değerlendirilecektir. Doktorlarınız bu ameliyatın vericinin sağlığı için ciddi bir risk oluşturmadığından emin olmak isteyecektir.
  • Vericinin, bu ameliyattan sonra ileriki yıllarda herhangi bir böbrek hastalığına yakalanma veya böbrek hastası olma ihtimali de doktorlarınız tarafından değerlendirilecektir. Doktorlar, ileride bu işlemlerden dolayı vericinin böbrek hastası olma riskinin artmayacağından emin olmak isteyecektir.

Ameliyata hazırlık sürecinde vericiye yapılacak testler özetle şunlardır:
  • Kan testleri,
  • İdrar testleri,
  • Röntgen filmleri,
  • Ultrason/tomografi filmleri.
  • Ayrıca nefroloji doktorları veya organ nakli cerrahlarının gerekli gördüğü durumlarda kardiyoloji, göğüs hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum gibi branş doktorlarından da vericinin tıbbi durumunun değerlendirilmesi istenebilir.
Verici olmak için adayın uygun olup olmadığı, hazırlık tetkikleri yapıldıktan sonra Böbrek Nakli Konseyi’nde değerlendirilip karara bağlanır.
 

Böbrek vermek verici için zararlı mıdır?

Vericiler detaylı bir tıbbi incelemeden geçirilerek seçilmekte ve en sağlıklı kişilerin verici olmalarına izin verilmektedir. Tetkikler sırasında vericilerin böbrek vermesi açısından en ufak bir risk olursa, bu verici adaylarına söylenecek ve verici olarak kabul edilmeyeceklerdir.
Tüm bu tetkikler ve değerlendirmeler sonunda vericinin sağlık durumunu etkileyecek hiçbir problem bulunmazsa, canlı böbrek nakli uygulanabilir.
 

Verici ameliyatı nasıl yapılır?

Canlı böbrek vericilerinin sağlığı ve ameliyat sonrası konforu düşünüldüğünde kapalı yöntemle böbreğin alınması (laparoskopik metot) günümüzde altın standarttır. Kapalı yöntemle ameliyat, hastanın vücudunda büyük bir ameliyat kesisi açılması yerine, hastanın karnına açılan küçük deliklerden yapılmaktadır. Bu teknik tüm dünyada son 10 yılda yaygınlaşmış, eskiden açık şekilde yapılan birçok cerrahi, laparoskopik yöntemle uygulanmaya başlanmıştır. Kapalı yöntemle böbrek alınması operasyonu dünyada ilk kez 1995 yılında ABD’de uygulanmış ve yaygınlaşarak tüm dünyada standart tedavi yaklaşımı olmuştur. Merkezimizde kapalı yöntemle böbrek çıkartılmasının her tekniği başarıyla uygulanabilmektedir ve bugüne kadar gerçekleşen tüm verici ameliyatları kapalı yöntemle yapılmıştır.

Ameliyatın ertesi günü hasta taburcu edilebiliyor.

Kapalı yöntemle böbrek ameliyatı hastanın karnına açılan 0.5-1 cm’lik iki delikten yapılmakta ve ameliyat sonunda böbrek, hastanın kasık bölgesine yapılan 6 cm’lik bir kesiden çıkarılmaktadır. Açık ameliyata oranla hastalar operasyon sonrası çok daha az ağrı sorunu yaşamakta, hastanede daha kısa kalmakta, normal yaşamlarına ve işlerine daha hızlı dönmektedir. Eskiden kullanılan açık yöntemde hastalarda ameliyat sonrası görülen ameliyat yerinde fıtıklaşma, hissizlik, yara enfeksiyonu, akciğerlerde hava birikmesi gibi istenmeyen yan etkiler bu teknikte neredeyse hiç görülmemektedir. Sadece vücuda açılan iki delik ve böbreği çıkarmak için yapılan küçük bir kesiden gerçekleştirilen bu operasyon, kozmetik açıdan da açık cerrahiye oranla başarılı sonuçlar sağlamaktadır. Ameliyat akşamı gezmeye, su içmeye başlayan vericiler ertesi sabah yemek yiyebilmekte ve duş alabilmektedir. Bu ameliyat sonrası hastalar ameliyatın ertesi günü taburcu olabilmektedir. Ameliyat sırasında vücuda “dren” denilen küçük borular yerleştirilmesine gerek yoktur. Gizli ve estetik dikişler yapılmakta ve ameliyat sonrası bu dikişlerin alınması gerekmemektedir.

“Tek- port cerrahisi” ile ameliyat izinden eser yok.

Bu ameliyat için göbek deliğinin içine dışarıdan görünmeyen, 2 cm’lik bir kesi yapılıyor ve tüm laparoskopik aletlerin içinden geçirilebildiği tek bir port göbek deliğine yerleştiriliyor. Daha sonra kamera ve özel cerrahi aletler bu tek porttan geçirilerek ameliyat gerçekleştiriliyor. HD (yüksek çözünürlüklü) kamera sistemi görüntüyü yine HD bir ekrana aktarıyor ve cerrahi ekip bu ekrandan en küçük ayrıntıları bile görerek ameliyatı gerçekleştiriyor. Bu ameliyatlar için standart laparoskopik ameliyatlarda kullanılan cerrahi aletlerden daha farklı olan ve uç kısmı her yöne hareket edebilen özel laparoskopik aletlerin kullanılması gerekiyor. Aynı zamanda son yıllarda üretilen ve uç kısmı bükülerek değişik açılardan görüntü veren özel kamera sistemleri, bu ameliyat tekniğini kolaylaştırılıyor. Böbrek ameliyatlarının büyük bir kısmı “Göbek Deliğinden Tek-port Cerrahisi” denilen bu teknikle yapılabiliyor. Örneğin çalışmayan ve içi iltihapla dolu böbrekler bu ameliyatla çıkarılabiliyor. Böbrek ne kadar büyük olursa olsun, ameliyatın bitiminde özel bir torbanın içine yerleştiriliyor ve göbek deliğinden “morselatör” denilen bir aletle parçalanarak vücut dışına alınıyor. Böylece böbreğin uzunluğu 15 cm olsa bile, göbek deliğindeki 2 cm’lik kesiden dışarı çıkarılması mümkün hale geliyor.