Formu doldurun, meme muayene randevunuzu oluşturmak için hemen sizi arayalım!

İşlenen kişisel verilerinize ilişkin detaylı bilgilere Hasta Aydınlatma Metni’nden ulaşabilirsiniz.



Meme Kanseri Farkındalık Ayı

Meme Kanseri Farkındalık Ayı, 1985 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde başlamıştır. İlk olarak Amerikan Kanser Derneği ve ilaç şirketi AstraZeneca tarafından başlatılan bu kampanya, meme kanseri farkındalığını artırmak ve kadınları meme kanseri taramaları konusunda bilinçlendirmek amacıyla düzenlenmiştir.

Kampanyanın başlangıç amacı, meme kanserinin erken teşhis edilmesinin önemine dikkat çekmek ve kadınları düzenli mamografi çektirmeye teşvik etmekti. 1990'lı yılların başında pembe kurdele sembolü farkındalık kampanyalarında kullanılmaya başlandı ve zamanla bu sembol, dünya çapında meme kanseri farkındalığının simgesi haline geldi. Günümüzde Ekim ayı boyunca düzenlenen etkinlikler, dünya genelinde milyonlarca insanı bir araya getirerek meme kanseri bilinci oluşturmayı ve tarama testlerine erişimi artırmayı amaçlar.

Bu farkındalık ayı kapsamında kendinize ayıracağınız küçük bir zaman dilimi, meme kanserinin erken teşhisi için büyük bir fark yaratabilir. Sağlığınız için kendinize zaman ayırmak, meme kanseriyle mücadelenin en kritik adımlarından biridir. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır, bu yüzden kendinize değer verin ve düzenli kontrolleri ihmal etmeyin.

Meme Kanseri Nedir?

Meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz şekilde büyüyerek tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Meme, üç ana bölümden oluşur: Süt üreten doku yani süt bezleri, sütü meme ucuna taşıyan kanallar ve bu yapıları bir arada tutan bağ dokusu. Meme kanseri süt kanalları ve süt bezlerinden başlar. Erken evrede tespit edilebilir ve bu aşamada tedavi edilirse, genellikle yaşamı tehdit etmez. Kanser hücreleri süt kanalından çıkıp, çevre meme dokusuna yayılmaya başladığında (invazyon) memede ele gelen kitle ya da sertlik olarak hissedilebilir.

İnvaziv meme kanseri, koltuk altı lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılabilir (metastaz). Uzak metastaz yaşamı tehdit eden bir durum olup ölümcül olabilir. Meme kanseri tedavisi kişiye özel planlanır, çünkü bu kanser çok çeşitli alt gruplar, farklı özellikler gösteren hücrelerden oluşur. Her tedavi yöntemi her kanser hücresinde aynı etkiyi göstermez. Sonuç olarak tedavi, hastanın yaşı, fizyolojisi, sağlık durumu gibi kişisel özelliklerine ve meme  kanserinin türü ile evresine bağlı olarak cerrahi, radyoterapi ve çeşitli ilaç tedavilerini içeren bir kombinasyon şeklinde planlanır.

Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Meme kanseri farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı belirtiler oldukça belirgindir, bazıları ise sadece meme dokusunun diğer bölgelerinden farklı görünebilir. Ayrıca, meme kanseri bazen hiçbir şikayete neden olmayabilir. Ancak semptomlar ortaya çıktığında şunları içerebilir:
  • Memede ele gelen kitle,
  • Memenin boyut, şekil veya konturunda değişiklik,
  • Koltuk altında ele gelen kitle,
  • Meme ya da meme ucundaki ciltte değişiklikler: Ciltte çukurlaşma, büzülme, pullanma kabuklanma,
  • Meme ucundan kanlı ya da şeffaf akıntı gelmesi,
  • Bu belirtiler gözlemlendiğinde, bir sağlık profesyoneline başvurulması önemlidir.

Meme Kanserinde Erken Tanının Önemi

Meme kanserinde erken tanı, hastalığın tedavi başarısını önemli ölçüde artıran kritik bir faktördür. Erken evrede tespit edilen meme kanseri, henüz çevre dokulara ve vücudun diğer bölgelerine yayılmadığı için tam tedavi olma şansı çok yüksektir. Aynı zamanda daha hafif tedaviler mümkün olabilmekte ve hastanın yaşam kalitesi artmaktadır.

Erken tanı, mamografi ve düzenli doktor kontrolleri ile mümkündür. Özellikle 40 yaş üstü kadınların düzenli olarak meme kanseri taramalarını yaptırması, meme kanserinin erken evrede tespit edilmesinde büyük rol oynar. Kendi kendine yapılan meme muayeneleri de meme dokusundaki değişiklikleri fark etmeye yardımcı olabilir. Erken tanı tedavi şansını artırır ve hastanın iyileşme sürecini hızlandırır.

Meme Kanserinde Düzenli Kontrollerin Önemi

Düzenli doktor kontrolleri ve mamografi gibi tarama testleri, meme kanserinin erken evrede tespit edilmesine yardımcı olur. Erken tanı sayesinde kanserin henüz yayılmadan fark edilmesi ve tedavi şansının artırılması sağlanır. Ortalama risk grubundaki kadınların 40 yaşından itibaren yılda bir kez tarama mamografisi yaptırması ve klinik meme muayenesi önerilir.

Kendi Kendine Meme Muayenesinin Önemi

Kendi kendine meme muayenesi, kadınların farkındalığını arttırmak suretiyle erken tanıya destek olmaktadır. Bu muayene, memede anormal bir kitle ya da değişiklik olup olmadığını tespit etmenin basit ve etkili bir yoludur. Bu sayede, memede olası bir değişiklik erken evrede fark edilebilir.

Kendi Kendine Meme Muayenesine Ne Zaman Başlanmalı

Kadınlar, kendi kendine meme muayenesine 20 yaşından itibaren başlamalıdır. Genç yaşlardan itibaren meme dokusunun normal yapısını tanımak, ileride meydana gelebilecek değişikliklerin erken fark edilmesine yardımcı olur.

Kendi Kendine Meme Muayenesi Nasıl Yapılır?

Kendi kendine meme muayenesi, aynada kendi bedenini inceleme ile başlar. Memelerin boyut ve şeklindeki anormal değişiklikler kontrol edilir. Ardından elle yapılan palpasyon ile memede ya da koltuk altında kitle veya sertlik olup olmadığı kontrol edilir. Dairesel hareketlerle tüm meme bölgesi dikkatlice hissedilir.

Kendi Kendine Meme Muayenesi Ne Sıklıkla Yapılmalıdır?

Kendi kendine meme muayenesi, ayda bir kez yapılmalıdır. Adet gören kadınlar için bu muayenenin, adet döneminin bitiminden hemen sonra yapılması önerilir. Adet görmeyen kadınlar her ay kendi belirledikleri bir günde yapabilirler. Düzenli olarak yapılan muayeneler, meme kanseri belirtilerinin erken fark edilmesini sağlar.

Meme Kanserinde Diğer Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Mamografi yanında ultrason ve manyetik rezonans görüntüleme (MR), meme kanserinin tanısında kullanılan yaygın yöntemlerdir. Mamografi, meme kanseri taramasında kullanılan ve erken teşhis ile hastalıktan ölümü azalttığı gösterilen en etkin görüntüleme yöntemidir. Ultrason, mamografiye tamamlayıcıdır, kitlelerin yapısını değerlendirmek için kullanılır. MR ise ileri tetkiktir, problem çözmede kullanıldığı gibi yüksek riskli hastaların düzenli kontrollerinde de yardımcı olur.

Meme kanseriyle mücadelede en büyük gücünüz, “kendinize ayıracağınız zamandır”. Sağlığınızı korumak için atacağınız her adım, sevdiklerinizle geçireceğiniz nice güzel günlerin kapısını aralayabilir. Hayatın koşuşturmasında kendinizi ihmal etmeden, kontrollerinizi düzenli olarak yaptırmak, meme kanserini erken yakalamanın en güçlü yoludur. Bu dünyadaki varlığınız, sevgiyle dokunduğunuz her insan için kıymetli. Sağlığınıza göstereceğiniz özen, yalnızca sizin değil, sevdiklerinizin de hayatına ışık tutacak. Kendinize zaman ayırın; geleceğiniz için, sevdikleriniz için, hayatınız için...

Meme Kanserinin Nedenleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?

Meme kanseri riskini artıran birçok faktör vardır ve bunlar arasında en güçlü risk faktörü kadın olmaktır. Meme kanserlerinin yaklaşık %99'u kadınlarda, %1'i ise erkeklerde görülür. Erkeklerde meme kanseri tedavisi, kadınlardakine benzer ilkeler doğrultusunda uygulanır.

Ailede meme kanseri öyküsü riski artırsa da meme kanseri teşhisi konan kadınların çoğunda bilinen bir aile öyküsü bulunmamaktadır. Ailede meme kanseri olmaması, bir kadının düşük risk altında olduğu anlamına gelmez.

Meme kanserlerinin %5-10 kadarı kalıtsaldır. Anne ya da babadan aktarılan genler hastalığa neden olur. BRCA1, BRCA2 gibi bazı genlerde görülen kalıtsal hasarlar meme kanseri riskini önemli ölçüde artırır. Bu hasarlı (mutasyon) genlere sahip kadınlar, iki memenin ameliyatla alınması ve onarımı ile meme kanseri olma risklerini güçlü şekilde düşürebilirler.

Meme kanseri riskinizi çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi belirler. En önemli risk kadın olmak ve yaş almaktır. Bilinen diğer risk faktörleri arasında şunlar yer alır:
  • Yaş: Yaşla beraber meme kanseri olma riski artar. Meme kanserlerinin büyük kısmı 50 yaş üzerindedir.
  • Hormonal: İlk adet yaşının 12’den küçük olması, menopoza 55 yaştan sonra girmek, hiç doğum yapmamış olmak, 30 yaştan sonra doğum yapmak, hiç çocuk emzirmemek sayılabilir.
  • Aile öyküsü: Ebeveynler, kardeşler, çocuklar veya diğer yakın akrabalarınızda meme kanseri öyküsü varsa, hastalığa yakalanma riskiniz artabilir. Yumurtalık kanseri gibi bazı diğer kanserler de meme kanseri riskini artırabilir.
  • Genetik: Meme kanseri vakalarının %10’u kalıtsal gen mutasyonları nedeniyle gelişir. En yaygın gen mutasyonları BRCA1 ve BRCA2 genleri ile ilgilidir.
  • Radyasyon maruziyeti: Göğüs bölgesine daha önce radyasyon tedavisi aldıysanız meme kanseri gelişme riskiniz daha yüksektir.
  • Hormon tedavisi: Menopoz sonrası 5 yıldan uzun süreli hormon tedavisi (HRT) alan kişilerde meme kanseri riski artar.
  • Sigara kullanımı: Tütün kullanımı birçok kanser türü ile bağlantılıdır, buna meme kanseri de dahildir.
  • Alkol tüketimi: Alkol tüketimi meme kanseri riskini artırabilir.
  • Obezite: Şişmanlık meme kanseri riskini artıran bir faktördür.
  • Fizik aktivite: Fiziksel olarak aktif olmayanlarda meme kanseri riski artmıştır.