Katarakt Nedir?

Dışarıdan gelen görüntü ve ışıkların, görme merkezine net bir şekilde ulaşabilmesi için öncelikle gözün en dış saydam tabakası olan korneada ve sonra gözün iç kısmındaki lens tabakasında kırılması gerekir. Sözü geçen bu iki tabaka da saydam yapıdadır. Katarakt, göz içerisindeki lens tabakasının saydamlığını kaybederek opak bir görünüm alması sonucu oluşur. 

Katarakt çeşitleri genel olarak 3 ana grup altında incelenir:
  • Yaşa bağlı gelişen katarakt
  • Doğumsal (konjenital) katarakt
  • İkincil katarakt
Katarakt bireylerde sıklıkla yaşa bağlı olarak görülür. Gözün içerisindeki lensin opaklaşmasıyla bireyler öncelikle uzak ya da yakın görme bozukluğundan şikayet ederler. Opaklaşmanın artmasıyla uzak ve yakın görüş mesafesi bireylerin günlük rutinlerini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek kadar ciddi bir hal alır.

Katarakt Belirtileri Nelerdir?

Genel olarak bireylerde görülen karatakt belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
  • Görmede azalma
  • Çift görme
  • Gözlerin çabuk yorulması
  • Etrafı bulanık görme
  • Akşamları görüşte azalma
  • Görme alanında opaklık hissi
  • Sık sık gözlük ihtiyacı duyma
  • Sokak lambaları ya da araç farları gibi parlak ışıkların gözleri normalin üzerinde rahatsız etmesi

Cisimleri; bir filmin, tülün ya da buzlu bir camın arkasından bakıyormuş gibi algılayan bireyler, sürekli bulanık görüntüden ve okuyamama problemlerinden şikayet edebilirler. En sık karşılaşılan katarakt belirtileri; görmenin bulanıklaşması ve görme keskinliğinin azalmasıdır.

Katarakt Kimlerde Görülür?

Katarakt, genellikle yaşa bağlı olarak ortaya çıkar. Sıklıkla 55 ila 60 yaş aralığından sonra görülür ve 70 yaşındaki kişilerin %70’inde katarakt olduğu bilinir.

İleri yaş dışında kataraktın bazı sebepleri şunlardır:
  • Sigara kullanımı
  • Şeker hastalığı
  • Göz iltihabı
  • Genetik faktörler
  • Uzun süre steroid kullanımı
  • Gözlerin uzun süre güneşin ultraviyole ışınlarına maruz kalması

Katarakt Tanı Kriterleri Nelerdir? Nasıl Teşhis Edilir?

Bireylerde katarakt tanısı, biyomikroskop adlı muayeneyle konulur.
Kataraktın başlıca bulguları şöyledir:
  • Göz içerisindeki lensin su tutması
  • Mat görme
  • Lensin şişmesi
  • Renk değiştirmesi
Gözlük taksalar dahi yakını ve uzağı net göremeyen kişilerde, katarakt hastalığından şüphelenilebilir.  
Biyomikroskop muayenesi sayesinde başlangıç seviyesinde olsa bile katarakt tanısı konulabilir. Kataraktın diğer tanı aracı ise “kornea endotel hücre sayımı” adı verilen cihazdır. Katarakt tanı araçları sayesinde ameliyat esnasında takılacak olan uygun mercek numarası da öngörülebilir.

Katarakt Neden Olur?

Kataraktın yol açtığı görme kalitesinde azalma ve renklerde soluklaşma hissi, kişilerin yaşam kalitelerini ciddi oranda düşürebilir. Katarakt hastalığı, sıklıkla 50 yaş ve üzerindeki bireylerde görülür. Ancak bu hastalığa bazen bebeklerde de rastlanabilir. Kataraktın yaşlanma ve genetik aktarım dışında geliştiği bazı durumlar şu şekilde sıralanabilir:
  • Şeker hastalığı
  • Göze gelen darbeler ve yaralanmalar
  • Vücut hastalıkları
  • Uyuşturucu madde kullanımı
Tüm bunların yanı sıra bireylerin fazla kilolu olması, yüksek tansiyon, önceden geçirilen göz ameliyatı ve aşırı alkol tüketimi de katarakt hastalığının başlıca risk faktörleri arasında sayılabilir.
Kataraktın en sık rastlanan iki nedeni yaşlanma ve yaralanma şeklinde açıklanabilir. Doğal lens adı verilen göz içerisindeki oluşum, protein ve sudan meydana gelir. Proteinler, bireylerdeki yaşlanmaya bağlı olarak dejenere olabilir. Bu gibi durumlarda doğal lens, saydamlığını yitirmeye ve görme yetisini olumsuz etkilemeye başlayabilir.

Katarakt Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Katarakt başlangıcı aşamasındaki kişiler; hastalığı takip eden hekimlerin önerileriyle bazı ilaçların kullanımı, gözlük kullanımı ve vitamin takviyeleriyle günlük yaşamlarına devam edebilirler. Ancak ilerleyen evrelerde katarakt hastalığı, kişilerin günlük yaşamlarını etkileyebildiği için hekimler, katarakt tedavisi kapsamında ameliyat seçeneklerini düşünebilirler.

Katarakt ameliyatında hastaların kataraktlı olan göz içi lensi alınır ve yerine yapay göz içi mercek yerleştirilir. Bu operasyonda en sık başvurulan yöntem; “fako yöntemi”dir. Fako (fakoemülsifikasyon) yöntemiyle gözün içine göz kenarından mikro bir kesiyle girilir. Kataraktlı göz içi lens, ses dalgaları sayesinde ayrıştırılır ve çıkartılır. Ardından göz içerisine farklı bir kesi açılarak yapay bir mercek yerleştirilir ve operasyon tamamlanır. Katarakt tedavisi, fako yöntemi sayesinde dikiş gerektirmez.

Katarakt ameliyatı sonrası iyileşme süresi oldukça hızlıdır. Damla anestezi yöntemiyle göz uyuşturularak operasyona başlanır. Hastalar, uygulama sonrasında aynı gün taburcu edilebilir.

Ameliyatsız Katarakt Tedavisi Mümkün mü?

Katarakt hastalığı için ameliyatsız bir tedavi opsiyonu bulunmaz. Kataraktın tek tedavisi, cerrahi müdahaledir. Ameliyat yapılmaması durumunda katarakt, zamanla gözün görme işlevini tamamen kaybetmesine neden olabilir.

Katarakt Tekrarlar mı?

Katarakt ameliyatı uygulanan bireylerde tekrar katarakt oluşumu görülmez. Operasyonla göz merceğine yerleştirilen zar zamanla saydamlaşabilir. Bu duruma halk arasında “ikincil katarakt” adı verilse de katarakt olarak nitelendirmek doğru değildir. Bu oluşum, lazerle çok kısa bir süre içerisinde tedavi edilebilir.

Katarakt Rahatsızlığına Hangi Bölüm Bakar?

Görmeyle alakalı sorunlar yaşayan ve katarakt belirtileri gösteren bireyler, hastanelerin Göz Sağlığı ve Hastalıkları bölümlerinde bulunan uzman hekimlere danışabilirler.
Küresel verilere bakıldığında, görme bozukluğuna yaklaşık 2.2 milyar insanda rastlanır. Dünya genelinde 200 milyona yakın kişide ise katarakt ya da presbiyopinin sebep olduğu orta ya da şiddetli görme bozukluğu bulunduğu tahmin edilir.

Katarakt ve presbiyopi hastalığının gelişimi yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası olduğu için bu sayının artan yaşlı nüfusla doğru orantılı olarak artması beklenir.

Diğer Yazılarımız