Jinekolojik Onkoloji Merkezi olarak öncelikle günümüz teknolojisinin en üst standartlarını kullanarak, güncel bilgi ile donanmış bir ekiple jinekolojik kanser hastalarına en iyi şekilde tanı ve tedavi hizmetlerini sunmayı hedefliyoruz.  Bunun yanında jinekolojik kanserlerin engellenmesini ve erken tanı almasını sağlamak, jinekolojik pre-invaziv (kanser öncüsü) ve invaziv hastalıkların tanı ve tedavi hizmetlerinin sunulması da amaç ve hedeflerimizin arasında bulunuyor. Ayrıca ürettiğimiz bilimsel çalışmalar ile hem ulusal hem de uluslararası alanda öncü kalmak ve hastalarımızın en üst düzey tedavilere ulaştırmak önceliklerimizin başında geliyor.

Jinekolojik Onkoloji Merkezi ekibimiz, ulusal ve uluslararası platformlarda saygın ve ilkeli bir klinik olmak için hedeflerimiz ve ideallerimiz doğrultusunda çalışarak her geçen gün kendini geliştiriyor. Bu yolda yürürken en büyük destekçilerimiz bizlere güvenerek canını emanet eden hastalarımızdır. Hastalarımızın tüm korkularını ve endişelerini anlıyor ve beraberce güvenle sadece hastalıklarından değil tüm bu olumsuz düşüncelerden onları kurtarmak için büyük bir ekip olarak var gücümüzle çalışıyoruz. 

Jinekolojik onkoloji kadın üreme organları ile ilişkili tüm kanserleri ve kanser öncüsü hastalıkların tanı ve tedavisini yapan bilim dalıdır. Bu hastalıklar şu şekilde sıralıyor;


İnvaziv Kanserler

  • Serviks Kanseri (Rahim ağzı kanseri)
  • Endometriyum Kanseri (Rahim zarı kanseri)
  • Over Kanseri (Yumurtalık kanseri)
  • Uterus Kanseri (Sarkomlar- rahim duvarından çıkan kanserler vs.)
  • Vajinal Kanser
  • Vulva Kanseri
  • Fallop Tüpü Kanseri
  • Trofoblastik Hastalıklar


Kanser Öncüsü Lezyonlar

  • Rahim ağzındaki kanser öncüsü lezyonlar
  • Rahim zarındaki kanser öncüsü lezyonlar
  • Dış genital bölgede yer alan kanser öncüsü lezyonlar

Merkezimizi ulusal ve uluslararası platformda bir referans merkezi olmasını sağlayan başlıca uygulama ve programlarımızdan bazıları şöyle sıralanıyor: (Altı çizili başlıkları akordeon başlık gibi açmalı kapamalı yapabiliriz.)

 



Her hafta yaptığımız multi-disipliner tümör konseyinde hastalarımızın tedavileri ayrıntılı olarak tartışılıyor.  Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi bünyesinde görev alan medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, radyoloji, nükleer tıp ve jinekolojik patolojiden onlarca doktorun katıldığı ve ortak görüş sağlayacak şekilde hastalarımızın nasıl tedavi olacağının tartışıldığı bu toplantılar sayesinde hastalarımızın en iyi tedaviyi alması için çalışıyoruz.

Genç yaşta kanser tanısı almak birçok açıdan yıpratıcı ve anlayış gerektiren bir süreçtir. Bu zorlu sürece, doğurganlığını kaybetme ihtimalinin de eklenmesi hastalarımızın kaygısını artırmaktadır. Jinekolojik Onkoloji ve Tüp Bebek Merkezimizin ortak olarak yürüttüğü bu programda jinekolojik kanser tanısı almış ve doğurganlık çağında olan tüm hastalarımıza bu konuda ayrıntılı danışmanlık hizmeti verilmektedir. Merkezimizde konusunda uzman ekibimiz dünyanın en gelişmiş merkezlerinde olduğu gibi hem cerrahi hem de tıbbi tüm seçenekleri hastalarımıza sunmaktadırlar. Bu hizmet rahim ve yumurtalık koruyucu cerrahilerden, yumurta ve embriyo dondurma, yumurtalık dokusu dondurma ve saklama gibi tüm seçenekleri kapsamaktadır.

Kanser hastalığına yatkınlığı arttıran genetik bozuklukların erken tespiti ve diğer tüm aile bireylerinde aranması birçok kanserin önlenmesini veya erken yakalanmasını sağlamaktadır. Biz de kliniğimizde Klinik Genetik Bilim Dalı ile beraber yürüttüğümüz programda sadece bir kan testi yardımıyla 100’e yakın genetik bozukluğun tanısını koyabilmekteyiz. Bu tanıyı alan hastalarımıza ve yakınlarına uzun süreli danışma ve tarama hizmetine devam etmekteyiz. Bu sayede bu hastalığı daha başlamadan ya da çok erken aşamalarda yakalamak ve tedavi etmek en önemli amacımızdır.

Kliniğimizde Human Papilloma Virus (HPV) ile ilişkili gerek rahim ağzında gerekse vulva ve vajinada meydana gelen genital kondilom (genital siğil) ve kanser öncüsü olabilecek lezyonlarla (CIN, servikal displaziler) ilgili tüm danışma, tanı ve tedavi işlemleri uygulanmaktadır. Jinekolojik onkoloji ekibimiz bu lezyonların ileri tanısı için gerektiğinde bir mikroskop yardımıyla yapılan ve kolposkopi adını verdiğimiz işlemi kolposkopi ünitemizde gerçekleştirmektedir. Burada yapılan işlemler neticesinde eğer ileri derecede bir bozukluk saptanırsa gerekli tedavi işlemleri (LEEP, Konizasyon vs.) yine uzman ekibimizce yapılmaktadır. Ayrıca yine kansere yol açmayan ancak hem görsel hem de psikolojik olarak hastalarımızı çok rahatsız edebilen ve hayat kalitelerini her anlamda bozabilen genital siğiller de kliniğimizde başarı ile tedavi edilmektedir (yakma, dondurma vs).

Yumurtalık kanserinin tedavisinde en önemli ve ilk aşama cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavide en önemli prensip geride gözle görülebilir hiç hastalık kalmayana kadar tüm tümör dokularının sabırla ve özenle çıkarıldığı bir cerrahi yapmaktır. Geride hiç hastalık kalmayana kadar yapılan cerrahi, hastalığın tedavi başarısı ile direkt olarak ilişkilidir. Bu cerrahiye ‘Sitoredüktif Cerrahi’ adı verilmektedir. Kliniğimizde gerektiğinde gastointestinal cerrahi (mide ve barsak cerrahisi), karaciğer cerrahisi, göğüs cerrahisi ve üroloji gibi yine üst düzey hizmet veren kliniklerle ortak çalışarak tüm tümör dokusunu ortadan kaldırmaya yönelik en radikal cerrahiler başarı ile uygulanmaktadır. Batın İçi Sıcak Kemoterapi (HİPEK) kliniğimizde hastalarımız ile avantaj ve dezavantajları ayrıntılı olarak tartışıldıktan sonra uygun hastalarda kullanılmaktadır. Ayrıca erken evre hastalıkta kapalı cerrahi yöntemi olan minimal invaziv cerrahi (laparoskopik ve robotik cerrahi) ile de yumurtalık kanseri başarı ile tedavi edilmektedir.

Gelişen teknoloji ve laparoskopik aletler sayesinde minimal invaziv yöntemlerin endometrium (rahim duvarı) ve serviks (rahim ağzı) kanseri tedavisinde kullanımı son zamanlarda giderek artmıştır. Kliniğimizde de bu kanserlerin tedavisinde hem laparoskopi hem de robotik cerrahi başarı ile uygulanmaktadır. Bu kanserlerde çok önemli yeri olan sentinel (bekçi) lenf nodu uygulaması özel boyalar ve infrared (kızılötesi) teknoloji kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Ayrıca bu tedaviler yapılırken ameliyat sonrası ağrı ve ameliyata bağlı rahatsızlık hissini en aza indirmek adına normal kapalı cerrahi yönteminden de yani laparoskopiden de daha az travmatik olan mini-laparoskopi de kliniğimizde kullanılan yöntemlerdendir. Bu yöntemde çok daha küçük aletler kullanılarak aynı cerrahi tedaviler gerçekleştirilebilmektedir.