Deri tümörleri iyi huylu deri tümörü (benign) ve kötü huylu deri tümörü (malign) olmak üzere başlıca iki gruba ayrılmaktadır. Açık ten rengine sahip olmak, güneş ışınları, solaryum, radyasyon, sigara, HPV(human papilloma virus), kronik yaralar, bazı genetik sendromlar (kseroderma pigmentozum, albinizm, epidermodisplazi verrusiformis), bağışık sisteminin baskılanmış olması (transplant hastaları, AIDS) iyi huylu deri tümörlerinin gelişimi için tanımlanmış risk faktörleridir.

 

Ozon tabakasının incelmesi ile yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının yoğunlaşması deri kanseri görülme sıklığındaki artışın en önemli nedenlerindendir. Ultraviyole ışınları; güneş yanıkları, cilt yaşlanması, cilt lekeleri ve güneş alerjilerine de sebep olabilmektedir. UVA ışınları öncelikle uzun dönem cilt hasarı ile alakalı cilt yaşlanmasına sebep olurken, daha yüksek enerjili UVB ışınları direkt hücre hasarı yapar ve güneş yanığının başlıca sebebidir. Her mevsim güneşe maruz kalan yüz, dekolte bölgesi, el sırtı ve önkol gibi bölgelerde yaşla birlikte artan güneş lekeleri güneşin uzun dönemdeki yaşlandırıcı etkisine örnektir.

 

UV Işınlarından Nasıl Korunabiliriz?

Yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının %95’i UVA iken %5’i UVB’dir. UVC ışını atmosferden geçemezken bazı yapay ışık kaynaklarından salınabilir. Tüm UV türlerinin deri kanserine neden olduğu bilinmektedir. Ultraviyole ışınlarının en kuvvetli olduğu sabah saat 10 ile öğleden sonra saat 4 arasında güneşe maruz kalmamak ve güneş koruyucu kullanımını günlük bakımın bir parçası haline getirmek güneşten korunmada en önemli basamaktır. Güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce en az 30 faktörlü (SPF:Sun Protection Factor) güneş koruyucu uygulanmalı, koruyucu 2 saatte bir yenilenmelidir. Açık havada zaman geçirileceğinde şapka, uzun kol ve paçalı koruyucu kıyafet giyilmesi güneşin zararlı etkilerinden sakınmaya yardımcı olacaktır.

 

Deri Kanserinde Erken Tanının Önemi

Erken tanı konulduğunda çoğu deri kanseri tam tedavi edilebilir. Deri kanserlerinin erken tanısı için kullanılan başlıca muayene aracı dermoskoptur. Deri yüzeyi mikrokopisi olan dermoskop, üzerindeki mercek ile lezyonu büyüterek çıplak gözle görülemeyecek deri yapılarının daha detaylı görülmesini sağlar. Dermoskopların bilgisayara entegre edilmesi dijital kayıt ve takip yapılabilmesi imkanını sağlamaktadır.

 

Ben ya da tıbbi isimlendirmesiyle nevüs, pigment hücreleri olan melanositlerin deri içerisinde gruplar oluşturması ile ortaya çıkmaktadır. İlerleyen yaşla beraber yeni ben çıkışının azalması beklenmektedir. Derinin malign tümörlerinden olan melanom, deride var olan benler üzerinden de gelişebilmektedir. Doğumsal büyük benlerden (>20cm) melanom gelişim riski diğer benlere göre daha yüksektir.  Melanomun erken tanısı için mevcut benler üzerindeki değişikliklerin ve yeni çıkan benlerin dermatolog tarafından dermoskop ile muayene edilmesi gerekmektedir.

 

Deri Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

Vücutta çok sayıda ben olması (100 ben ve fazlası), daha önce melanom tanısı alınması, genetik olarak melanoma yatkınlığı olan ailesel sendromların varlığı tüm vücuttaki benlerin taranmasını gerektirmektedir. Ben taramasında hastanın medikal geçmişi, deri kanseri geliştirme riskleri, mevcut benin görünümü göz önünde tutularak hastalar 3, 6 veya 12 ay aralıklarla dermoskopla muayene edilmektedir. Bu takiplerde şüpheli benin fotoğraflaması ve gerekliyse tüm vücut fotoğraflanması yapılmakta, bilgisayarlı dermoskop ile ben haritası çıkarılmaktadır.

 

Derideki lezyonların kesin tanısını koyabilmek için sıklıkla lezyonun bir kısmının veya tamamının çıkarılıp patoloji bölümüne gönderilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Deriden alınan tanı amaçlı biyopsi kesilen lezyonun kötüleşmesine sebep olmamakla beraber malign deri tümörlerine kesin tanı konulması için gereklidir.

 

Koç Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji (Dermatoonkoloji) polikliniğinde bazal hücreli karsinom, keratoakantom, skuamöz hücreli karsinom, lentigo maligna, melanom, Bowen hastalığı, derinin Paget hastalığı, mikozis fungoides ve diğer deri lenfomaları, Kaposi sarkomu başta olmak üzere derinin tüm malign hastalıkları takip ve tedavi edilmektedir. Hastalar gerekli görüldüğünde plastik cerrahi, onkoloji, hematoloji, radyoloji, radyasyon onkolojisi ve genel cerrahi bölümleri ile beraber değerlendirilmektedir.