Epilepsi (Sara Hastalığı) Nedir?

Beyin elektrokimyasal titreşimlerle nöronlar veya alıcı ya da efektör başka hücreler arasında bilgi aktarımı yaparak çalışır. Bu aktarım kimyasal yüklemeler ve elektrik titreşimleriyle gerçekleştirilir. Yani beynimiz elektro kimyasal bir organdır ve her insanın beyninde bir elektrik aktivitesi vardır. İşte epilepsisi olan kişilerde bu elektrik aktivitesi daha fazla ortaya çıkar. Bunu bir elektrik bombardımanı gibi düşünebiliriz. Beynimizin üst tabakasında birçok girinti ve çıkıntı bulunur ve hepsinin bir işlevi vardır. Aşırı elektriklenmenin oluştuğu bölge ve o bölgenin sorumlu olduğu işlemlere bağlı olarak ortaya çıkan ve birbirinden farklı şekilde seyreden çok sayıda nöbet görülür. 
 

Epilepsi Çeşitleri Nelerdir?

Epilepsi kabaca iki ana gruba ayrılır: Jeneralize epilepsiler ve fokal epilepsiler.

Jeneralize epilepsiler, beynin tüm bölgelerini etkileyen nöbetlerdir. En yaygın görülen alt tipi absans epilepsilerdir. Çocukluk çağında sık karşılaşılan absans epilepsilerde, farkındalık birkaç saniye kadar kapanabilir ve hasta donuk bakmaya başlar ya da göz kapaklarında veya yüz kaslarında seğirmeler belirir. Diğer bir alt tip olan atonik nöbetlerdeyse tüm kaslarda ani bir gevşeme olur ve hasta sanki boş çuval gibi yere düşer. Jeneralize epilepsilerin başka bir alt grubu olan tonik nöbetlerdeyse atonik nöbetlerin aksine tüm kaslar kasılır ve hasta kesilen bir ağacın devrilmesi gibi aniden yere düşer. Atonik ve tonik epilepsilerin öncesinde hiçbir belirti yoktur hasta nerede nasıl düşüneceğini bilemez.
 
Fokal epilepsiler ise beynin bir kısmını etkileyen nöbetlerdir, bazı alt gruplarda öncü belirtiler görülür. Öncü belirtiler arasında mideden yukarı yükselen bir his, yaşadığı bir anı tekrar yaşıyormuş gibi hissetme ya da sebepsiz korku sayılabilir. Bu tür öncü belirtiler sayesinde hasta nöbet öncesinde kendini korunaklı bir yere alabilir.

Her iki tür epilepsi grubunda da büyük nöbet olarak bilinen ve kasılmalara yol açan krizler görülebilir. Bazen fokal nöbetler de büyük nöbetlere dönüşebilir.


Absans Epilepsi Nedir?

Çoğunlukla 4 ile 20 saniye süreyle hastanın donup kalması, bir anda boşluğa bakmasıyla kendini gösteren kısa dönem şuur kayıplarıdır. Absans epilepsi sıklıkla çocukluk çağında karşılaşılan ama ileri yaşlarda da görülebilir. Bilinçte yaşanan bu kayıplar, çocukluk çağı absans epilepsilerinde her gün neredeyse 100 ve daha fazla nöbetle kendini gösterir. İlaç tedavisi yapılmadığı taktirde, absans epilepsi okul başarısını da belirdin olarak olumsuz yönde etkiler.  Tedavilerle bu grupta çok başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
 

Epilepsi Belirtileri Nelerdir?

Beynimizde birçok girinti ve çıkıntı bulunuyor. Bunların her birinin özel bir fonksiyonu var. Epilepsi bölgesi, hangi fonksiyonla ilgiliyse nöbet sırasında o bölgeye ait belirti ve bulgular gözleniyor. Örneğin epilepsi, kol bacak hareketlerini sağlayan bölgede ise hastanın elinde küçük atmalar veya bacağında seğirmeler görülüyor. Konuşma bölgesi epilepsiden etkileniyorsa o zaman hasta konuşamayabiliyor ya da konuşması birden duruyor. Görmeyle ilgili beyin bölgesini içine alan bir epilepsi söz konusuysa hasta ışık görebildiği gibi tamamen körleşebiliyor ya da geçici olarak göremez hale gelebiliyor.


Epilepsi Tedavisi Var Mıdır? Epilepsi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Epilepsi tedavisi için elimizde pek çok yöntem var ve yıllar geçtikçe bu tedavi yöntemleriyle çok daha başarılı sonuçlar elde ediliyor. Epilepsisi olanlara öncelikle düşük dozda tek ilaçla tedaviye başlanıyor. Bu yeterli gelir, hastanın nöbetleri durursa tedavi bu şekilde devam ediyor. Tek ilaç tedavisi, yüzde 70 ile yüzde 100 arasında bir başarı sağlıyor. Elbette bazen dozu artırmak ya da ek ilaç başlamak gerekebiliyor. İki ilaçlı tedavi, tek ilaca göre yüzde 10-15 oranında bir başarı daha getiriyor. Dolayısıyla hastaların yüzde 85’inde ilaç tedavisinin etkili olduğunu söylemek mümkün.  Diğer taraftan epilepside tek tedavi yöntemi ilaçlar değil; cerrahi tedavi, halk arasında Vagus Pili olarak bilinen ve boyun bölgesine yerleştirilen pil ve -henüz Türkiye’de uygulanmasa da- beyne takılan pil tedavileri de seçenekler arasında bulunuyor. Ayrıca ketojenik diyet olarak adlandırılan beslenme tedavisiyle de başarıya ulaşılabiliyor.


Epilepsi Tedavisinde Süreç Nasıl İlerler?

Epilepsi tedavisine öncelikle ilaçla başlanıyor. İlaç tedavisi sonucu çocuklarda 2-3 yıl hiç nöbet görülmezse, çok yavaş bir şekilde ilacın dozu düşürülüyor ve sonunda tedavi sonlanıyor. Erişkinlerin ise üç, dört yıl nöbet yaşamaması, tedavinin bitirilmesi için yeterli görülüyor.
 

Epilepsi Tedavisinde Cerrahi Uygulama Nasıl Yapılır?

İlaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarımızda düşünülen bir diğer yöntem de cerrahi tedavi olabilir. Öncelikle belirtmek gerekir ki cerrahi uygulamalar, sadece fokal epilepsi hastaları için uygundur. 

En az iki-üç ilacın yeterli dozda tek tek (monoterapi) ve beraber (çoklu terapi) alındığı ve yeterli sürede kullanıldığı halde epilepsi nöbetlerinin durdurulamadığı durumlarda cerrahi uygulama devreye girer.   
Cerrahi uygulamanın düşünüldüğü durumlarda, öncelikle epilepsi protokolüne uygun ince kesitli MR (Manyetik Rezonans), nöro-psikolojik test ve en az üç nöbetin olduğu video EEG monitorizasyonunun incelenmesi gerekir. Bu incelemeler sonunda uzmanlar hastanın cerrahi tedavi için uygun olup olmadığına karar verir. Çoğunlukla hastaların cerrahi tedavisi için bu testler yeterli olur.

Ancak MR sonuçlarına göre bazı hastalarda lezyon yoksa ya da çoklu lezyon görülürse, bu lezyonlardan hangisinin epileptik olduğunu tespit etmek için çeşitli fonksiyonel görüntüleme teknolojilerinden faydalanılabilir. Bunlar arasında PET, iktal SPECT ve interiktal PET en sık kullanılan görüntüleme yöntemleri olarak sıralanır.
Bu uygulamalardan alınan veriler ışığında hastanın beynine elektrotlar yerleştirilir ve epileptik bölgenin bulunduğu yerle ilgili bir hipotez geliştirilir. Tüm bu süreçte amaç, operasyon öncesinde konuşma ya da kol ve bacak hareketleriyle ilgili problemi olmayan hastaların sonrasında da bu eylemlerinde sıkıntı yaşamamalarını sağlamaktır.  

Dolayısıyla elektrot testleri sırasında konuşma bölgesi ve kol bacak hareketlerini düzenleyen bölgeler de incelenir. Epilepsi bölgesi, bunlardan uzak bir bölümdeyse ise operasyon kolayca tamamlanabilir. Ancak bazen epilepsi bölgesinin bir kısmı konuşma merkezinde, diğer kısmıysa konuşma merkezinin dışında konumlanabilir.  Bu durumlarda konuşma merkezine dokunulmadan, sadece dışarıda kalan epilepsi bölgesi çıkartılır. Böylece hastanın konuşma fonksiyonlarına zarar verilmez.

Böyle durumlarda hastanın tüm nöbetleri durdurulamasa da bir hayli azaltılabilir. Fakat epilepsi bölgesi konuşma merkezinin veya kol bacak hareketini sağlayan bölgenin üstünde konumlandığında hasta ameliyat edilemez.
 

Ameliyat Sonrası Süreç Nasıl İzlenir?

Hasta, operasyon sonrasındaki en az 2 yılı nöbetsiz geçirirse, ilaç tedavisi çok dikkatlice dozu azaltılarak, yavaşça sonlandırılır. Elbette ameliyattan sonraki süreçte hastaların daha sosyal, daha aktif, kendine özgüvenli bir biçimde yaşama katıldıkları gözlemlenir. Bir grup hastadaysa nöbetler ameliyattan sonra da devam edebilir. Böyle sonuçlarda ilaç dozu sınırlı bir miktar azaltılsa da çoğunlukla pek bir değişiklik yapılamaz. Nöbetlerin yok olması için farkı ilaç tedavileri uygulanabilir.
 

Epilepsi Hastalığında Bitkisel Tedavi Mümkün Mü?

Epilepside bitkisel tedavi mümkün değildir. Bilimsel çalışması yapılmadığı halde epilepsiyi tedavi ettiği iddia edilen yöntemlerin kullanılması hastaya büyük zarar verebilir. Diğer taraftan kimi bitkisel ürünler ya da çaylar, hastaların yoğun biçimde nöbet geçirmesine neden olabilir. Bu nedenle alternatif tedavilerden uzak durmak ve bilimsel tedavilere başvurmak hastalarımız için çok önemlidir.

Tabii burada ketojenik diyetin, epilepsi tedavisinde yeri olduğunu da yeniden vurgulamak gerekir. Bilimsel çalışmalarla da etkisi kanıtlanmış olan ketojenik diyet uygulamasının, epilepsi tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar göstermektedir.


Epilepsi Nnöbeti Geçiren Bir Kişi Gördüğümüzde Ne Yapmalıyız?

Bazen epilepsi nöbetlerinde öncü belirtiler gözlemlenebilir. Öncü belirtisi olan hasta zaten kendini korunaklı bir yere alacak, tehlikeli alanlardan uzaklaşacaktır.  Ama öncü belirtisi olmayan kişi nöbet geçirdiği anda hastanın bilinçsizce yaptığı hareketler kendine zarar verebilir. Örneğin bir merdiven kenarında, pencerede ya da ateşe yakın bir yerde nöbet geçirebilir. Bu durumda hastayı, çok fazla zor kullanmadan bölgeden uzaklaştırmaya çalışmalıyız. Büyük kasılmalı çırpınmalı bir nöbet geçiriyorsa, yere düşme tehlikesine karşı halı, koltuk gibi daha güvenli bir alana doğru taşıyabiliriz. Böylece hastanın başını bir yere çarpmasını önleyebiliriz. Böyle bir tehlikeyi bertaraf ettikten sonra nöbet sırasında hastanın ağzı açıksa yumuşak bir materyali ağzının kenarına doğru yerleştirebiliriz. Hastanın başını sağa ya da sola çevirip, dilini ısırmasını önlemek için ağzının kenarına battaniye, kumaş parçası..vb yerleştirilebilir. Asla ağzını elinizle açmaya çalışmayın, hasta farkında olmadan parmaklarınızı ısırabilir. Nöbet boyunca hastanın kol bacak hareketlerine müdahale etmeyin. Böyle müdahaleler, kol ve bacaklarda kırık çıkıklara sebep olabilir. Hasta yakınlarının nöbet sırasında süre tutması çok önemli. Hasta kafasını çarpmazsa, nöbet 5 dakikadan kısa sürerse ve önce geçirdiği nöbetlere benziyorsa hastaneye getirilmesine dahi gerek olmayabilir. Ancak 5 dakikadan uzun süren nöbetlerde ya da hasta başını çarparsa veya düştüyse mutlaka bir uzman tarafından kontrol edilmelidir.  


Epilepsi Nöbeti Geçiren Bir Kişi Gördüğümüzde Ne Yapmamalıyız?

Halk arasında epilepsi krizi geçiren birine yardım amacıyla sıklıkla soğan koklatılır. Ancak bu hastaya hiçbir fayda sağlamaz.

Kriz sırasında hastanın ağzı kapandıysa açmaya çalışmak, hastanın dişlerinin kırılmasına yol açabilir. Genellikle hastanın dilini ısırmasını engellemek için yapılan bu müdahale de hasta açısından zararlı bir eyleme dönüşebilir. Hasta dilini ısırıp kanatsa da kanama bir süre sonra duracaktır. Böyle durumlarda en doğru müdahale, hasta ağzını kapamadıysa, başını sağa ya da sola çevirerek, ağzının üst kısmına battaniye kenarı ya da paltonun bir kısmı gibi yumuşak bir materyal yerleştirmektir.

Kriz sırasında hastanın hareketlerini engellemeye çalışmak da kol ve bacaklarının kırılmasına sebep olacağı için tehlikelidir.

Son olarak nöbet anında hastaya yemek yedirmeye veya su içirmeye çalışmak da tehlikeli olacaktır.


Epilepsi Hastaları Hangi İlaçları Kullanmamalı?

Bir epilepsi hastasının epilepsi ilaçları dışında ilaç kullanırken mutlaka doktoruna danışması gerekir. Diğer hastalıklar için de doktora başvurduğunda epilepsisi olduğunu belirtip ona uygun ilaç reçete edilmesini belirtmelidir. Grip nezle gibi çok sık karşılaştığımız hastalık gruplarında hastalar çoğunlukla burun akıntısını önleyici ilaçlar kullanmaktadır. Ancak burun akıntısı önleyen ilaçların birçoğu epilepsi nöbetlerini artırmaktadır. Dolayısıyla bu grup ilaçlardan uzak durulması gerekir.  Ayrıca greyfurt, epilepsi ilaçlarıyla etkileşime girerek nöbetleri tetikleyebilir. Bu nedenle hastaların greyfurt yememeleri önerilir.