Göz tansiyonu (glokom), özellikle 60 yaş ve üzeri kişilerde ortaya çıkan “körlük” probleminin en yaygın nedenlerinden biridir. Küresel anlamda göz tansiyonu sebebiyle görme yetisini kaybeden insanların sayısı 7 milyondan fazladır. Hastalığın “doğuştan gelen birincil göz tansiyonu” olarak adlandırılan ve 0 ila 3 yaşlarındaki bebeklerde görülen bir türü de bulunur.
Göz Hastalıkları (Oftalmoloji) bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Hasanreisoğlu tarafından incelenip onaylanan bilgilendirici yazımızda, göz tansiyonu (glokom) hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir?
Göz tansiyonu, göz içinde üretilen sıvı basıncının görme sinirine zarar verebilecek düzeyde yükselmesi sebebiyle oluşur ve zamanla görmede oransal kayıplara yol açabilir. Halk arasında “göz tansiyonu” ve “karasu” olarak adlandırılan glokom, özellikle ileri yaşlardaki kişiler için önemli bir tehdit unsurudur. Göz tansiyonu, tüm dünyada kalıcı görme kaybına neden olan ve milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır.
Göz tansiyonu (glokom) kimlerde görülür?
Glokom, doğumdan itibaren her yaşta görülebilir. Ancak en sık görülen formu olan primer açık açılı glokom genellikle 40 yaş üzerinde görülmektedir. Bu nedenle 40 yaş üzerindeki bireylerde göz tansiyonu taraması açısından her yıl göz hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilmesi erken teşhis açısından önem taşımaktadır.
Göz tansiyonu (glokom) risk faktörleri nelerdir?
- Göz tansiyonu yüksekliği,
- İleri yaş,
- Kalıtsal sebepler (ailede göz tansiyonu olması, ırk),
- Şeker hastalığı (diyabet), kalp hastalığı, hipertansiyon,
- Yüksek dereceli hipermetrop ve miyop,
- Uzun süreli kortizon kullanımı gibi bazı ilaçlar glokom gelişimi açısından risk faktörüdür.
Göz Tansiyonu Belirtileri Nelerdir?
Erken dönem göz tansiyonu, genellikle kişinin şikayet edeceği belirtiler göstermez. Hastalığın seyri yavaş ilerlediği için görme alanında kayıp çevreden merkeze doğru gelişir. Hastalığın son dönemine kadar merkezi görme alanı etkilenmediği için geç döneme kadar fark edilmeyebilir. Göz tansiyonu sebebiyle kişide oluşan hasarın ilerlemesi tedaviyle durdurulabilir ancak çoğunlukla göz sinirlerinde yaşanan kayıp geri getirilemeyebilir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi, geri dönüşümsüz hasarın gelişmesinin önlenmesinde ve hastalığın ilerlemesinin durdurulmasında çok önemlidir. Göz tansiyonu tanısı için yapılan glokom muayenesinde saptanan en yaygın belirtiler şunlardır:
- Görme bulanıklığı
- Sabah belirginleşen baş ağrısı
- Televizyon izlerken göz etrafında ağrı
- Gece ışıkların etrafında görülen ışıklı halkalar
- Ani göz tansiyonu yükselmesi krizi ile ortaya çıkan açı kapanması glokomunda görme kaybı, ağrı, bulantı, kusma ve gözde kızarıklığa neden olabilir.
- Bebeklerde görülen doğuşsal glokomlarda ise gözde büyüme (buftalmus), gözün şeffaf tabakası olan korneada bulanıklık, ışık hassasiyeti, sulanma ve göz kapaklarını kısma belirtileri görülebilir.
Göz Tansiyonu Baş Ağrısı Yapar mı?
Göz içi sıvısının gün içerisindeki salınım farklılığı sebebiyle hastalarda baş ve göz çevresinde ağrı görülebilir.
Göz Tansiyonu Nedenleri Nelerdir?
Göz dokularının beslenmesi için göz içerisinde sürekli olarak sıvı üretimi ve tüketimi gerçekleşir. Göz tansiyonu da göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallardaki tıkanıklık nedeniyle, sıvının tahliye edilememesi ve bu nedenle göz içi basıncının artmasıyla oluşur. Yükselen göz içi basınç, görme sinirine zarar vererek, sinirin işlevini yitirmesine yol açabilir.
Göz Tansiyonunun İdeal Seviyesi Kaçtır?
Göz tansiyonunun normal aralığı 11- 21 mm Hg olarak kabul edilebilir. Ancak ölçümün hangi yöntemlerle yapıldığı, günün hangi saatinde yapıldığı, kişilerin korneasının kalınlığı gibi bazı faktörler göz tansiyonu değerlerini etkiler. Her yüksek göz tansiyonu glokom olmayabilir. Ayrıca günümüzde “normotansif glokom” olarak adlandırılan normal aralıkta göz tansiyonu ile seyreden glokom tipi de görülebilir. Bu yüzden göz tansiyonunun olup olmadığı göz hekimlerince yapılan muayene ve gerekli durumlarda istenilen tetkiklerle belirlenmektedir.
Göz Tansiyonu Teşhisi Nasıl Konur?
Göz tansiyonu, rutin bir göz muayenesiyle teşhis edilebilir. Hekimler, glokom şüphesi bulunan kişilerden ayrıntılı tetkikler isteyebilirler. Karakteristik bir belirtisi bulunmayan göz tansiyonunun erken teşhisi kişilerin göz sağlığı için oldukça önemlidir. Tanı ve teşhis ne kadar erken yapılırsa, görme hücresi ve görme sinir lifi hasarından kurtulmak da aynı oranda mümkündür. Glokom teşhisinde kullanılan yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
- Göz tansiyonu ölçümü
- Pakimetri (kornea kalınlığı ölçülmesi)
- Göz muayenesi (görme siniri muayenesi)
- Bilgisayarlı görme alanı testi
- OCT
Göz Tansiyonu Nasıl Tedavi Edilir?
Glokom tedavisi için uygulanan üç farklı yöntem bulunur:
Glokom hastalarının çoğunda ilk tercih edilen tedavi yöntemi ilaç tedavisidir. Genellikle damla formunda kullanılmaktadır. Bazı gerekli durumlarda ağızdan tablet şeklinde ilaçlar kullanılabilir. Göz tansiyonu hastalığının ilaçla tedavisinde, göz içi sıvısının üretimini kısmak ya da çıkışını artırmak amaçlanır. Bu ilaçlar, belirli aralıklarla alınan ve genellikle hastaların hayat boyu kullanması gereken ilaçlardır. Hastaların tedaviye uyumu ilaçlarını aksatmaması çok önemlidir.
Uygulanan ilaç tedavisine rağmen; hastanın göz tansiyonu düşmüyorsa, görme alanında daralma ve baş dönmesi gibi belirtiler devam ediyorsa, hasta ilaç tedavisine uyum göstermiyorsa ya da ilaç yan etkisinden dolayı hasta ilacı tolere edemiyorsa uygulanacak tedavi yöntemi genellikle glokom ameliyatıdır. Ayrıca bebeklerde görülen konjenital (doğuşsal) glokomda da ilk tercih glokom ameliyatıdır. Göz tansiyonu hastalığının bu tedavi şeklinde geçmişten günümüze en çok tercih edilen yöntemlerden biri trabekülektomi ameliyatıdır. Bu operasyonda göz tansiyonunu düşürmek için göz içi sıvısının göz dışına akışını sağlayacak yeni bir yolak oluşturulur. Ayrıca belirli durumlarda göz tansiyonunu düşürmek için; en sık tercih edileni Ahmed Glokom Valf olmak üzere gözün içine uzanan bir silikon tüp ve gövdeden oluşan glokom implantları kullanılmaktadır. Valf mekanizması sayesinde fazla göz içi sıvısının göz dışına tahliyesini sağlayarak göz içi basıncının normal aralıkta tutulmasını sağlamaktadır. Günümüzde daha az cerrahi travma ve komplikasyon riski amacıyla bazı cerrahi yöntemler geliştirilmiştir. Bunlara minimal invazif glokom cerrahisi adı verilmektedir. Bu yöntemler arasında en çok tercih edilenleri gonyoskopi asiste translüminal trabekülotomi (GATT), iStent, Xen implanttır. Ancak daha az cerrahi risk içermelerine rağmen, klasik invazif glokom ameliyatları kadar etkili göz tansiyonu düşüsü sağlamayabilirler.
Göz tansiyonu tedavisinde lazer ışını öncelikle “akut glokom” tedavisinde ve diğer gözün glokom krizine girmesinin engellenmesinde kullanılır. Kronik göz tansiyonu vakalarında göz içinde üretilen sıvının dışa çıkışını kolaylaştırmak ve göz içi sıvısı üretimini azaltmak için lazer kulllanılabilir.
Göz Tansiyonu Evde Düşer mi?
Göz tansiyonu, hastaların kendi kendine alacağı önlemlerle düşmez. Tansiyonun düşmesi için çoğunlukla; hekim yönlendirmesiyle yapılan ilaç tedavisi ya da cerrahi müdahale uygulanır. Bazı durumlarda ise göz tansiyonu, lazer operasyonlarla kontrol altına alınabilir.
Göz Tansiyonu Olanların Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir?
Göz tansiyonu hastalarının yaşam boyu sürekli dikkat etmeleri gereken bazı önemli noktalar şu şekilde sıralanabilir:
- İlaçlar, hekimlerin önerdiği şekilde ve her gün aynı saatte kullanılmalı.
- Günlük yaşantıyı etkileyen herhangi bir yan etki durumunda uzmanlara danışılmalı.
- Planlanan kontrol randevularına uyulmalı. Hastalık ancak doktor takibinde başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
- Göz tansiyonu genetik aktarımla geçebilen bir hastalık olabileceği için tüm aile bireyleri düzenli olarak göz muayenesi yaptırmalı.
- Sağlıklı bir kiloya sahip olunmalı, fiziksel olarak aktif olunmalı ve sigara içmekten kaçınılmalı.