Uyku apnesi, kişilerin uyku halinde iken tekrarlayan bir şekilde solunumlarının durması ve tekrar başlaması ile meydana gelen bir hastalıktır. Genellikle, üst solunum yollarının gevşemesi veya tıkanması sonucu oluşan bu rahatsızlıkta beyin uyku halindeyken kişiyi nefes alması için kadar uyandırarak korumaya çalışır ancak bu koruma mekanizması da sağlıklı uyku paternini böler. Erken teşhis ve tedavisi yapılmadığında ciddi komplikasyonlar görülebilir. Doktor kontrolünde planlanan tedaviler dikkatlice uygulandığında semptomlar kontrol altına alınabilir.

Uyku Apne Polikliniği ve Uyku Laboratuvarı bölümümüzden Doç. Dr. Baran Balcan tarafından onaylanan yazımızda, uyku apnesi nedenleri, risk faktörleri ve tedavisi konusunda detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Uyku Apnesi Nedir?

Uyku apnesi, uyku sırasında kişinin solunumunun kesilmesine neden olan yaygın bir hastalıktır. Bu rahatsızlıkta meydana gelen solunum duraklamalarının süresi farklı olabilir ve bu süre, birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar değişebilir. Obstrüktif ve santral olmak üzere iki tipi vardır ve bunlar arasından en sık karşılaşılan, obstrüktif apnedir. Uyku halindeki hastanın solunum sisteminin geçici olarak çökmesine neden olur. Santral (merkezi) tip ise beynin uyku sırasında nefes almak için sinyal göndermemesinden kaynaklanır. Tekrar nefes alma iki tip apnede de çoğunlukla homurtu sesiyle olur. Uyku apnesi görülen hastalarda sıklıkla yüksek sesle horlama görülebilir. Ancak horlama rahatsızlığı yaşayan her hastada bu rahatsızlık olmayabilir. Obezite, kronik burun tıkanıklığı, yüksek tansiyon gibi durumlarda da uyku apnesi riski daha yüksek olabilir. Ayrıca çocuklar arasında bademcikleri veya geniz eti büyümüş olanlarda uyku apnesi hastalığı görülebilir.

Uyku Apnesi Nedenleri Nelerdir?

Uyku apnesi, çoğunlukla üst solunum yollarındaki kasların gevşemesi ve bu yolda tıkanma nedeniyle ortaya çıkar. Obstrüktif tip geniz eti büyümesi, şişmiş lenf bezleri veya nazal tıkanıklık gibi faktörler nedeniyle olabilir. Merkezi tip ise inme veya beyin sapı hasarı, hipoksi, sinir sistemi hasarı gibi rahatsızlıklardan kaynaklı meydana gelebilir. Bunlarla beraber uyku apnesinin diğer risk faktörleri arasında obezite, yaşlanma, genetik yatkınlık, alkol tüketimi ve sigara içme yer alır. Yanlış uyku pozisyonu ve uyku düzeni de uyku apnesi riskini etkileyebilir.

Uyku Apnesi Çeşitleri Nelerdir?

İki ana tür uyku apnesi bulunmaktadır. Bunlar obstrüktif ve santral uyku apnesidir. Bu türlerin özellikleri şunları içerebilir:

  • Obstrüktif Uyku Apnesi: En yaygın karşılaşılan tür olup solunum yollarının uyku sırasında tekrar tekrar, tamamen veya kısmen tıkanmasına sebep olur. Genellikle boğazınızın arkasındaki yumuşak dokunun çökmesi nedeniyle meydana gelir. Nefes kesilmelerine neden olan bu ataklar hastanın uyku kalitesini önemli bir şekilde etkileyebilir. Ayrıca vücut sistemindeki hayati rol alan organlara giden oksijen akışı azaltabilir ve kalp ritimlerinde anormallikler görülebilir.
  • Santral Uyku Apnesi: Beyin, solunum kontrol merkezinde oluşan sorunlar kaynaklı kaslara nefes alma fonksiyonunun çalışması için gerekli sinyalleri gönderemez. Santral apne çoğunlukla nöromüsküler hastalığı (ALS veya Lou Gehrig hastalığı) olan kişilerde, inme geçirmiş olanlarda veya kalp yetmezliği, bazı böbrek veya akciğer hastalığı olan kişilerde görülebilir.

Bu iki ana tip ile birlikte obstrüktif uyku apnesi tedavisi alan bir hastada, obstrüktif tipin santral uyku apnesine dönüşmesi de kompleks uyku apnesi olarak klasifiye edilmiştir.

Uyku Apnesi Belirtileri Nelerdir?

Obstrüktif ve santral uyku apnesinin semptomları genellikle birbirine benzeyebilir. Her iki apne tipinde de en yaygın karşılaşılan belirtilerinden bazıları şunlardır:

  • Uyku sonrası yorgun veya bitkin hissetmek
  • Gündüz uykusuzluk
  • Horlama
  • Ruh hali değişiklikleri
  • Beyin fonksiyonundaki bozulmalar
  • Uykuda sık sık uyanma
  • Uyku sırasında nefes almada duraklamalar
  • Olağandışı nefes alma düzenleri
  • Gece terlemeleri
  • Geceleri huzursuzluk hissi
  • Nefes darlığı veya boğuluyormuş gibi hissederek uyanmak
  • Baş ağrısı (özellikle uykudan uyanırken)

Horlama tek başına tanı koyduracak bir semptom olmayabilir ancak horlamayı takip eden uzun süreli nefes kesilmeleri, nefes darlığı gibi eşlik edici semptomlar varsa hasta doktora görünmelidir.

Uyku Apnesi Kimlerde Görülür?

Uyku apnesi bebekler, çocuklar, yetişkinler yaşlılar olmak üzere herkesin başına gelebilir. Bu sorunun sık görülme olasılığı olan gruplardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Aile öyküsünde uyku apnesi rahatsızlığı bulunanlar
  • Obezite veya aşırı kilolu kişiler
  • Yaşlılar
  • Yüksek tansiyon, nöromusküler hastalık, atriyal fibrilasyon veya konjestif kalp yetmezliği gibi kalp rahatsızlıkları olan kişiler
  • Alkol ve sigara kullananlar
  • Büyük boyun çevresi gibi anatomik rahatsızlığı olanlar

Bu gruplarda solunum yollarını ya da beynin solunum sisteminin düzgün çalışması için koruduğu yolu etkileyen faktörler bulunduğu için uyku apnesi görülme olasılığı daha sıktır.

Uyku Apnesinin Risk Faktörleri Nelerdir?

Uyku apnesinde bazı faktörler hastalığın görülme riskini artırabilir. Risk faktörleri şunları içerebilir:

  • Obezite
  • Cinsiyet (erkeklerde daha sık görülür)
  • Anatomik faktörler
  • Alkol ve sigara kullanımı
  • Genetik yatkınlık
  • Uyku düzensizlikleri ve yanlış uyku pozisyonu

Bir hastada bu risk faktörlerinden birçoğu toplanmış olabilir, bu durum kişinin uyku apnesi gelişme riskini artırabilir. Ancak, risk faktörlerine sahip olmak, uyku apnesi yaşanacağı anlamına gelmez. Önleyici tedbirler almak riskleri azaltabilir ve sağlıklı bir uyku ortamı sağlayabilir.

Uyku Apnesi Tanısı Nasıl Konulur?

Uyku apnesinin teşhisi çoğunlukla uzman doktor tarafından hasta anamnezi alınması ve semptomların değerlendirilmesi ile başlar. İnceleme sonucunda doktor uyku apnesinden şüphelenirse, uyku testi isteyebilir. Hastalığın tespiti için kullanılan testlerden bazıları şunlardır:

  • Hastane Ortamında Uyku Testleri: Teşhis için en yaygın yöntemlerden biri, bir uyku laboratuvarında polisomnografi cihazı kullanarak gerçekleştirilen uyku testleridir. Bu test hastanın uyku halinde izlenmesine yönelik mümkün olduğunca rahat bir ortamda bulunmasını sağlamak için özel olarak donatılmış tıbbi tesislerde gecelik olarak yapılan testtir. Bu test sırasında, kişinin uyku sırasında solunum, kalp aktivitesi, beyin aktivitesi, göz hareketleri ve kas tonusu gibi çeşitli parametreleri kaydedilir.
  • Evde Uyku Testleri: Doktor tarafından hafif veya orta düzeyde apne belirtileri olan kişilere, evde kullanılabilecek taşınabilir uyku test cihazları da önerilebilir. Bu cihazlar genellikle solunum hızını, kalp atış hızını, oksijen seviyelerini ve diğer uyku aktivitelerini izlerler.

Uyku apnesi teşhisi için semptomlar da tanıya götüren önemli faktörlerdir. Horlama, nefes alma güçlüğü, gece boyunca sık sık uyanma, gündüz uykuluğu ve diğer belirtiler, teşhis sürecinde önemli bir rol oynar.

Uyku Apnesi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Tedavi apnenin türüne ve semptomların ciddiyetine bağlı olarak değişir. Tedavide amaç semptomları azaltmak veya altta yatan nedeni iyileştirmektir. Olası tedaviler şunları içerir:

  • Pozitif Havayolu Basıncı (PAP): Pozitif havayolu basıncı tedavi yönteminde, hasta nefes alırken solunum sisteminde oluşan hava basıncını artırmak için özel bir cihaz kullanılır. Bu sayede hava yolunun tıkanmasını önlenebilir. Hastanın burnuna veya ağzına takılan bir maske aracılığıyla sürekli olarak hava verilir.
  • BiPAP Terapisi (İki Seviyeli Pozitif Havayolu Basıncı): PAP terapisine benzer ancak farklı bir basınç ayarı kullanılır. Bu yöntemde, nefes alma sırasında basınç düşürülür, nefes verme sırasında ise artırılır. Bu şekilde, hastanın rahat nefes almasına yardımcı olunur.
  • Ağız İçi Aletleri: Hafif veya orta düzeyde uyku apnesi olan bazı hastalar, uyku sırasında çene ve dilin pozisyonunu değiştiren özel bir ağız aparatı kullanabilir. Bu aletler, hava yolunun açık kalmasını sağlayarak uyku apnesi semptomlarını hafifletebilir.
  • Cerrahi Müdahaleler: Aşırı durumlarda, hava yolunun fiziksel olarak genişletilmesi için cerrahi ssmüdahaleler gerekebilir. Bu müdahaleler arasında geniz eti ameliyatı, tonsillektomi veya üst hava yolunun cerrahi olarak yeniden şekillendirilmesi gibi prosedürler bulunabilir.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Uyku apnesi semptomlarını hafifletmek için doktor kontrolünde bazı yaşam tarzı değişikleri yapmak önemlidir. Kilo verme, alkol ve sigaradan kaçınma, doktor kontrolünde düzenli egzersiz ve uyku pozisyonunu değiştirme faydalı olabilir.
  • Uyku Pozisyonu Eğitimi: Bazı hastalara, sırt üstü yatma durumunda hava yolunun tıkanmasını önlemek için uyku pozisyonu eğitimi verilebilir. Bu eğitimde genellikle yastık kullanımı veya vücut pozisyonu değişiklikleri üzerine odaklanılır.

Santral ya da obstrüktif apne tipi ayırt edildikten sonra buna göre oluşturulan tedavi planında obstrüktif apne için bu tedavi yöntemleri ile semptomlar minimize edilebilir ve kişinin sağlıklı uyku düzeni sağlanabilir. Santral tip için de altta yatan neden belirlendikten sonra bu nedene yönelik tedavi belirlenir.

Çocuklarda Uyku Apnesi Olur mu?

Uyku apnesi yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da meydana gelebilir. Sorun genellikle büyük adenoid ve geniz eti gibi anatomik faktörlerden kaynaklanabilir. Bu durum, çocuklarda horlama, uyku sırasında solunum durması, uyurken sık kol veya bacak hareketleri ve gündüz uykuluğu gibi belirtilerle neden olabilir.

Uyku Apnesi Ne Kadar Sürer?

Uyku apnesi hastalığı uzun süreli devam edebilen kronik bir rahatsızlıktır. Bazı hastalarda kilo vererek veya bazı tedavi yöntemleri ile sorunu çözmek mümkün olabilirken bazı hastalarda ise bu durum ömür boyu sürebilir.

Uyku apnesi kişilerin yaşam kalitesini etkileyen bir rahatsızlık olup erken teşhis ve tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu rahatsızlığı yaşayan hastalar, yeterli donanım ve tecrübeli hekimleri birleştiren uyku apnesi polikliniğinden randevu alabilirler.